e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
TİHEK Heyeti İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu'nun 12. Olağan Oturumu'na Katıldı
TİHEK Heyeti İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu'nun 12. Olağan Oturumu'na Katıldı
08.05.2017
A- A+

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı ve beraberindeki heyet İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu’nun 12. Olağan Oturumu’na katıldı.

12’ncisi düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız ve Daimi İnsan Hakları Komisyonu Olağan Oturumu, Cidde’de Komisyon Merkezi’nde yapıldı. Toplantıda “İnsan Haklarının Korunması Ve Geliştirilmesinde Kültürel Çeşitliliğin Önemi” konusu tartışıldı. Perşembe günü sona eren toplantının son oturumunda BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ile ortak çalıştay yapıldı. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından BDİHK’nın bir olağan oturumuna ilk kez gerçekleştirilen bu katılım ile iki kurum arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi hedeflendi. TİHEK Heyeti program kapsamında Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu temsilcileriyle de çok sayıda görüşme gerçekleştirdi. Program kapsamında BDİHK üye devlet temsilcilerine Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kanun metninin İngilizce çevirisi hediye edildi.

 “Osmanlı’da fetihlerden önce gönül fetihleri vardı”

Toplantıda söz alan TİHEK Başkanı Süleyman Arslan, “İslam barış dinidir, sevgi dinidir. Bosna’ya kadar Osmanlının yaptığı fetihlerden önce gönül fetihleri vardır. Bosna’da İstanbul’da önce o bölge halkının sevgisi kazanılmıştır. Kiliseyle caminin, havranın birlikte barış içinde yer aldığı ilk örnekler İslam ülkeleridir” diye konuştu. İslam ülkelerinin bu kültürel çeşitliliği kurduğu dönemde batıda böyle bir örnek bulunmadığının altını çizen Arslan, “Ne var ki şu an İslam hoşgörüden uzak bir din olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Ve bu projenin arkasında batılı devlet ve uluslararası örgütlerin ciddi desteği var“ dedi.

“Dünya barışı için İslam ülkeleri kadar batı ülkelerine de sorumluluk düşüyor”

Dünyada barışın sağlanması için müslümanlar kadar batılı devlet ve organizasyonlara da ciddi sorumluluklar düştüğünü belirten Arslan, “Barış İslamın temelidir. İslam barış dönemlerinde daha hızlı gelişmiştir. Bunu unutmamak gerekir.” dedi.

“İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerdeki ulusal insan hakları kurumları arasında işbirliği mekanizmalarına acil ihtiyaç bulunuyor”

Arslan, İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ulusal insan hakları kurumları arasında işbirliği mekanizmalarının oluşturulmasına acil ihtiyaç bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Arslan konuşmasında üye ülke insan hakları temsilcilerini gelecek yıl Ekim ayında Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenecek olan “İslam Karşıtlığı, Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadele” seminerini hatırlattı ve ağırlamaktan memnuniyet duyacaklarını belirtti.

Türkiye’nin İİT nezdindeki daimi temsilciği nezaretinde gerçekleştirilen programı müteakiben  Heyet Cidde Başkonsolosluğunu da ziyaret etti. Cidde Başkonsolosu Dr. Akif Menevşe ile birlikte Cidde Uluslararası Türk Okulu’ndaki 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamasına katıldı. Heyet ayrıca Milli Günü dolayısıyla Lübnan’ın Cidde’deki konsolosluğunda düzenlenen resepsiyona da katıldı.

Paylaş :