Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 18 Haziran “Nefret Söylemiyle Mücadele Uluslararası Günü” olarak ilan edilmiştir.
Nefret söylemi kavramının evrensel bir tanımı bulunmamakla birlikte Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi “Nefret içeren ifadeler” konulu 97(20) sayılı Tavsiye Kararı’nda nefret söylemini “(…) ırkçı nefreti, yabancı düşmanlığını, Yahudi düşmanlığını veya azınlıklara, göçmenlere ve göçmen kökenli insanlara yönelik saldırgan ulusalcılık ve etnik merkezcilik, ayrımcılık ve düşmanlık şeklinde ifadesini bulan, dinsel hoşgörüsüzlük dâhil olmak üzere hoşgörüsüzlüğe dayalı başka nefret biçimlerini yayan, kışkırtan, teşvik eden veya meşrulaştıran her türlü ifade biçimi” olarak tanımlamaktadır. Anayasa Mahkemesi, bir kararında, “saldırgan ulusalcılık ve etnik merkezcilik” şeklinde ifadesini bulan hoşgörüsüzlüğe dayalı başka nefret türlerinin kışkırtılmasının da nefret söylemi kapsamında sayılması gerektiğini ve bu kapsamda ten rengi, etnik köken, mülteci, göçmen, yabancı veya başka dezavantajlı gruplara yönelik nefret saikli ifadelerin de nefret söylemi türlerinden olduğunu kabul etmektedir. (Mehmet Aytaç Başvurusu, B. No: 2017/26514, 11/2/2021, para. 19)
Nefret söylemi ve nefret suçları, demokratik toplum düzeninin gereklerinden biri olan eşitlik ilkesine yönelik tehdit oluşturmakta, genellikle savunmasız grupları hedef almakta, ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi artırmaktadır. Nefret ve ön yargı, kimi zaman kişi veya grupların mensup olduğu “din, ırk, renk ve etnik köken” kimi zaman da “engellilik ve yaşlılık” gibi özellikler temelinde ortaya çıkabilmekte ve günlük hayatta özellikle dijital platformlarda, şiddeti teşvik etme, sosyal uyumu zayıflatma, kişilere psikolojik, duygusal ve fiziksel zarar verme potansiyeli şeklinde şiddetin farklı türlerine dönüşebilmektedir.
Bir bireyin veya grubun kutsal saydığı dini değerler ve inançlar hedef alınarak yöneltilen söylemsel şiddetin bir türü olan nefret, bir dine yönelik olabileceği gibi belirli bir dinin hakim konumlanmış/konumlandırılmış mezhebi haricindeki tüm alt kollarına/mezheplerine karşı da gerçekleştirilebilmektedir. Dünyada özellikle Müslümanlara yönelik olarak din, inanç ve mezhep temelinde nefret içerikli ifadeler barındıran söylemsel şiddetin birçok örneği bulunmaktadır. Yabancıları, göçmenleri ve/ya etnik grupları hedef alan nefret söyleminin ırksal nefret söyleminin bir türü olduğunu söylemek de mümkündür. Özellikle farklı etnik gruplar, “düşman” nitelemesiyle hedef gösterilerek toplumda korku ve kaygı kaynağı olarak konumlandırılmaktadır. İçinde bulunduğumuz yüzyılda sayısız savaş ve çatışmalarla yerinden edilmiş milyonlarca insan hayata tutunmaya çalıştıkları çeşitli ülkelerde bu nefret diline maruz kalmaktadır.
Temel misyonu insan onurunu esas alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz, her türlü ön yargının ve ayrımcılığa dayalı nefret söyleminin son bulduğu, eşitlikçi bir dünya inşa edilmesi temennisiyle Uluslararası Nefret Söylemiyle Mücadele Günü’nü kutlamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.