İstanbul Bakırköy’de bulunan Kerim Selim Altınok Kardeşler Parkı girişine “Park engelli çocuk parkı olup, engelli vatandaşların dışında kullanımına uygun değildir” şeklinde ayrımcı ifadeler içeren bir tabela asıldığına dair iddialar sosyal medya platformlarında yer almıştır.
Türkiye’nin 1990 yılında imzaladığı Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, çocuk hakları açısından küresel ölçekte atılan en önemli adımlardan biri olmuştur. “Ayrımcılık yapmama”, “çocuğun yüksek yararı”, “yaşama ve gelişme hakkı” ile “katılım hakkı” olmak üzere dört temel ilkeyi merkezine alan mezkûr Sözleşme’nin 2’nci maddesine göre “Taraf Devletler, bu Sözleşme’de yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana–babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, engellilik, doğum ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler. (…)”
Çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi ile çocuklarla ilgili yapılan her türlü işlem ve eylemde çocuğun yüksek yararı ilkesinin gözetilmesi Anayasamızda da güvence altına alınmıştır. Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasında çocuklar için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağı ifade edilmiştir. Anayasa’nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41’inci maddesine göre “(…) Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.”
Yine ülkemizin taraf olduğu BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme (EHİS) engelli bireylerin topluma tam ve eşit katılımını güvence altına almaktadır. Sözleşme’nin 5’inci maddesine göre “Taraf Devletler, herkesin hukuk önünde eşit olduğunu ve ayrımcılığa uğramaksızın hukuk tarafından eşit korunma ve hukuktan eşit yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul eder. Taraf Devletler engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılığı yasaklar ve engellilerin herhangi bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını güvence altına alır. Taraf Devletler eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tüm adımları atar. (…)” Ayrıca Sözleşme’nin “Erişilebilirlik” başlıklı 9’uncu maddesine göre, engelli bireylerin fiziksel ve sosyal alanlarda diğer bireylerle eşit şekilde yer alabilmesi sağlanmalıdır.
EHİS’in 19’uncu maddesi, tüm engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında toplum içinde yaşama hakkına sahip olduğunu ve engellilerin bu haktan eksiksiz yararlanabilmeleri ve topluma tam katılımlarını kolaylaştırmak için gerekli tedbirlerin etkin biçimde alınması yükümlülüğünü düzenleme altına almaktadır. Engelli Kişilerin Haklarına Dair Komitenin “Bağımsız yaşama ve topluma dâhil olma” başlıklı 5 No’lu Genel Yorumu’na göre “tüm engelli çocukların yaşamlarını onur içinde kendi kendine yeterliklerini sağlayan ve topluma aktif katılımlarını kolaylaştıran koşullar altında sürdürmesi” gerekmektedir.
Çocuk Hakları Komitesinin “Engelli çocukların hakları” başlıklı 9 No’lu Genel Yorumu’nun 31 no’lu paragrafında, engelli çocukların yaşam, hayatta kalma ve gelişme hakkının önemi vurgulanmaktadır. Mezkûr Genel Yorum’a göre “Engelli çocukların mümkün olan en yüksek sağlık standartlarına, eğitim, eğlence ve dinlenme olanaklarına erişimi sağlanmalı, bu çocukların topluma tam katılımı teşvik edilmelidir. Engelli çocukların kapsayıcı bir eğitim sistemine erişimi sağlanmalı ve sosyal hayatın her alanına dahil edilmeleri için gerekli her türlü destek verilmelidir”. Keza Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 23’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası kapsamında engelli çocukların dinlenme/eğlenme olanaklarından etkin olarak yararlanmasını sağlamak çocuğun en eksiksiz biçimde toplumla bütünleşmesi yanında, kültürel ve ruhsal yönü dâhil bireysel gelişmesini gerçekleştirme amacını taşımaktadır.
Kapsayıcılık ilkesinin gereği olarak, engelli çocuklar başta olmak üzere toplumdaki tüm bireylerin sunulan hizmetlere eşit ve engelsiz biçimde erişim hakkı bulunmaktadır. Kapsayıcı bir yaklaşımla hareket edilmesi ve hizmetlerin herkes için erişilebilir kılınması engelli bireylerin topluma tam katılımını desteklemekte ve toplumun tüm kesimlerinin sosyal yaşamda eşit fırsatlara sahip olmasını temin etmektedir.
Temel misyonu insan onurunu esas alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz, bireylerin engelli-engelsiz olarak ayrıştırılmadığı eşitlikçi bir toplum düzeninin tesisinin sağlanması bağlamında söz konusu iddiaları yakından takip etmektedir.