Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı hükümetler arası uluslararası bir kuruluş olan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre; dünyada 1,3 milyarın üzerinde kişi yaşamını bir çeşit engellilikle idame ettirmekte olup bu oran yaklaşık olarak küresel nüfusun % 16’sına tekabül etmektedir.[1] Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Engelli ve Yaşlı İstatistik Bülteni-Nisan 2023’e göre; kamu kurum ve kuruşlarındaki engelli sağlık kurulu raporlarını esas alarak oluşturulan “Ulusal Engelli Veri Sistemi”nde kayıtlı ve hayatta olan engelli birey sayısı; 1.414.643’ü erkek, 1.097.307’si kadın olmak üzere toplam 2.511.950’dir.
BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin (EHİS) kabulü ile engelli hakları alanında muazzam bir ilerleme kaydedilmiş olsa da engelli bireylerin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeyde kayıplarından ötürü çoklu ayrımcılık ve hak ihlallerine toplumun diğer kesimlerine kıyasla daha fazla maruz kaldığı bilinen bir gerçektir.[2] Topluma tam ve bağımsız katılımın sağlanmasında fiziksel ve dijital erişilebilirlik imkânlarının hayata geçirilememesi, engelli bireylerin genel anlamda yardıma muhtaç, karar verme yetisi bulunmayan, edilgen bireyler olarak değerlendirilmesi, basmakalıp düşüncelerin, olumsuz tavır ve tutumların dışa vurumu neticesinde bilinçsizce, kanıksanmış bir şekilde kullanılan ayrımcı dil, stereotipleştirme, damgalama ve ayrımcılık engelli bireylerin her gün karşılaştığı zorluklar arasındadır. Engelli bireyler iş arama süreçleri dâhil olmak üzere istihdam, eğitim, sağlık, ulaşım gibi kamu hizmetlerine erişimin yanı sıra özel kişiler tarafından sunulan hizmetlerde de ayrımcılığa maruz kalmakta ve çeşitli hak ihlalleri yaşanmaktadır. Engelli kadınlara ve kız çocuklarına yönelik eğitimde fırsat eşitliği, ekonomik olanaklar, sosyal etkileşim ve adalet, yasa önünde eşitlik ile siyasete katılım ve sağlık hizmetleri alanlarında ayrımcılık türleri çoğalmakta ve kesişimsel ayrımcılıklar meydana gelmektedir.
Engelliliğe dayalı ayrımcılık, 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesinde “siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlama” olarak tanımlanmaktadır. EHİS’ in 1’inci maddesi uyarınca taraf Devletler, engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılığa izin vermeksizin tüm engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin eksiksiz olarak yaşama geçirilmesini sağlamak ve engellilerin hak ve özgürlüklerini güçlendirmekle yükümlü kılınmıştır. Bu doğrultuda 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu kapsamında engellilik temelinde doğrudan, dolaylı, çoklu ayrımcılık, işyerinde yıldırma, makul düzenleme yapmama ve taciz eylemleri ile eşit muamele ilkesine uyulması ve engelliliğe ayrımcılığın önlenmesi amacıyla izlenen hukuki süreç nedeniyle maruz kalınan olumsuz muameleler yasaklanmıştır.
Ülkemizde engellilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda yasal, kurumsal ve uygulamaya yönelik yapılması gerekenlerin hak temelli ve içermeci bir yaklaşımın yanında güçlü bir iş birliği ve koordinasyonla gerçekleştirilmesi amacıyla 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi kabul edilmiş ve Engelsiz Vizyon Belgesi’nin 2023- 2025 yılları arasındaki uygulama aracı olan Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı oluşturulmuştur. Eylem Planı’nın “Engelli bireylerin ayrımcılığa karşı yasal olarak korunması” hedefi kapsamında yer alan 1.2. numaralı Eylem Alanı’nda altında engelli bireylerin şikâyet mekanizmaları ve prosedürlerini kullanırken yaşadıkları sorunlar ile bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin engelli bireylerin katılımı ile gerçekleştirilecek bir çalıştay ile tespit edilmesi ve çalıştayda elde edilen çıktıların raporlanması öngörülmüştür.
Bu doğrultuda temel misyonu insan onurunu esas alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz tarafından “Engelli Bireylerin Şikâyet Mekanizmalarını Kullanırken Karşılaştığı Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı” düzenlenecektir. Çalıştaya ilişkin detaylar aşağıda yer almaktadır.
ÇALIŞTAY TARİHİ VE YERİ
5 Aralık 2024 / Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Ana Bina Konferans Salonu
DÜZENLEME KURULU
- Ömer Faruk DİLGEN - Başkan Yardımcısı
- Gizem SEFER - Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Birimi Koordinatörü
- Bengü Merve DERİN TÜRKOĞLU - İnsan Hakları ve Eşitlik Uzmanı
- Gülsün ULUDAĞ ABAY - İnsan Hakları ve Eşitlik Uzmanı
- Merve SİSLİ - İnsan Hakları ve Eşitlik Uzmanı
- Rabia KELEŞ- İnsan Hakları ve Eşitlik Uzmanı
- Bedirhan IŞIK– İnsan Hakları ve Eşitlik Uzman Yardımcısı
BİLİM KURULU
- Prof. Dr. Fatma Ebru GÜNDÜZ - Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi
- Doç. Dr. Yasemin GÜLLÜOĞLU - Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi
- Dr. Didem KOCA - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu
- Dr. Bekir Fatih BİLGİ - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu
- Dr. Pelin BABAOĞLU - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu
Detaylı bilgi için: esitlik@tihek.gov.tr
Çalıştaya katılım, kontenjanla sınırlıdır.
Çalıştay programını görüntülemek için tıklayınız.
[1] https://www.who.int/health-topics/disability (E.T.28/11/2024)
[2] TİHEK, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik 2021 Yılı Raporu, Ankara, 2023, s. 33.