Düzce'nin Akçakoca ilçesinde, site sakini bir kadının site yöneticisi ve görevlisi tarafından haşemayla havuza girmesine izin verilmediğine ilişkin haberler yazılı ve görsel medyaya yansımıştır.
Birleşmiş Milletler (BM) Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşme’nin 18’inci maddesine göre “1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahip olacaktır. Bu hak, herkesin istediği dine ya da inanca sahip olması ya da bunları benimsemesi özgürlüğünü ve herkesin aleni veya özel olarak bireysel ya da başkaları ile birlikte toplu olarak, kendi din ya da inancını ibadet, icra, bunun icaplarını yerine getirme ya da öğretme bakımından ortaya koyma özgürlüğünü de içerir. 2. Hiç kimse, kendi seçtiği bir din ya da inanca sahip olma ya da bunu benimseme özgürlüğünü zedeleyecek bir baskıya maruz bırakılamaz. 3. Bir kimsenin kendi dinini veya inançlarını ortaya koyma özgürlüğüne ancak yasalarla belirlenen ve kamu güvenliğini, düzenini, sağlığını, ahlakını ya da başkalarının temel hak ve özgürlüklerini korumak için gerekli kısıtlamalar getirilebilir.” Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 9’uncu maddesi ise “1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. 2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, sadece yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabilir.” hükmünü haizdir.
Din ve vicdan özgürlüğünün; içsel (forum internum) ve dışsal (forum externum) iki boyutu bulunmakta olup içsel boyutu bireylerin düşünce, vicdan ve dini inanç özgürlüğüne sahip olmalarını, din veya inanç değiştirme özgürlüğünü ve inanmamayı kapsamaktadır. Din ve vicdan özgürlüğünün dışsal boyutu ise; kişinin dinini, inancını ve düşüncesini dışa vurmasını, aleni veya özel olarak bireysel ya da başkaları ile birlikte toplu olarak, kendi din ya da inancını ibadet, icra, bunun icaplarını yerine getirme ya da öğretme bakımından ortaya koyma özgürlüğünü ifade etmektedir. Bu açıdan din özgürlüğü esas olarak bireyin vicdanı ile ilgili bir husus olmakla birlikte, aynı zamanda “dinini açıklama” özgürlüğünü de içermektedir. Dolayısıyla sözcükler ve hareketler ile açığa vurma dini inançların varlığı ile bağlantılı bir olgudur. (AİHM, Kokkinakis v. Yunanistan, para.31.)
Din veya inanca uygunluk din veya inancın gereklerinin uygulanması, sadece törenleri değil aynı zamanda, beslenme ile ilgili belirli âdetleri, belirli kıyafetlerin giyilmesini, başörtüsü takılmasını ve çeşitli ritüelleri de içerebilir. Nitekim BM İnsan Hakları Komitesinin 22 No.lu Genel Yorumu’nda da bu husus açıkça ifade edilmiştir. Bu bağlamda haşema giymek; din ve inancın bir dışa vurum şekli olduğundan kişilerin haşemayla havuza girmesine yönelik engelleyici tedbirler, din ve inanç temelinde ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirilmektedir.
Kurumumuza, haşemayla havuza girilmesine izin verilmemesine ilişkin yapılmış olan birçok başvuru bulunmaktadır. Başvuruların incelenmesi sonucunda 2021 yılında bir, 2022 yılında sekiz ve 2023 yılında toplam üç ihlal kararı verilmiştir.
Ayrımcılık yasağı ihlallerini resen incelemekle görevli kılınan ve temel misyonu insan onurunu esas alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz, yazılı ve görsel medyaya yansıyan mezkûr iddiaları yakından takip etmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.