İnsan ticaretinin kökeni olarak kabul edilen ve 19. yüzyılın başlarına kadar dünyada yaygın olarak uygulanan kölelik sistemi, insanın salt insan olmasından dolayı sahip olduğu haklarını ortadan kaldırarak insanı bir meta haline dönüştürmektedir. İnsan onurunun yok sayıldığı kölelik müessesi, 19. yüzyıldan itibaren gerçekleştirilen uluslararası, bölgesel ve ulusal pek çok düzenleme ile büyük ölçüde kaldırılmıştır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’yla başlayan göç hareketliliği daha sonra yaşanan iç çatışmalar ve istikrarsızlıklar, savaşlar, ekonomik yetersizlikler ve iklim koşulları nedeniyle sürekli ivme kazanarak milyonlarca insanın yerinden edilmesine neden olmuştur. Varış yerlerinde savunmasız durumda kalabilen bu kişilerin kırılganlığını fırsat bilip bedenlerini veya emeklerini sömürerek gelir elde etmek isteyen tacirler, modern kölelik olarak nitelendirilen insan ticaretinin görünüm biçimlerinin ortaya çıkmasına ve giderek yaygınlaşmasına yol açmıştır. Birleşmiş Milletler (BM) Uyuşturucu ve Suç Ofisi’ne (UNODC) göre “kandırılarak ya da zor kullanılarak çalıştırma, hizmet ettirme, fuhuş ya da diğer cinsel amaçlarla istismar etme, organ ve dokularından istifade etme, zorla dilendirme, yasadışı evlat edinme, erken yaşta ve zorla evlendirme, çocukları silahlı çatışmada veya asker olarak kullanma” global ölçekte insan ticaretinin yaygın görünüm biçimleridir. (1)
UNODC tarafından yayımlanan 2022 Küresel İnsan Ticareti Raporu’na göre 2003 ile 2021 yılları arasında küresel ölçekte 450.000’den fazla insan ticareti mağduru ve 300.000 şüpheli/suçlu tespit edilmiştir. Tespit edilen insan ticareti mağdurlarının % 42’si kadın, % 23’ü erkek, % 35’i çocuktur.(2) Ülkemizde, insan ticareti mağduru tespit etmeye yetkili Göç İdaresi Başkanlığı tarafından açıklanan istatistiksel verilere göre 2019 ile 2023 yılları arasında tespit edilen insan ticareti mağduru sayısı 1.769 olmuştur. 2023 yılında tespit edilen mağdur sayısı ise 226’dır.(3)
BM Genel Kurulu’nun 2013 yılında aldığı kararla insan ticaretiyle mücadele konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 30 Temmuz, Dünya İnsan Ticareti ile Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir. BM tarafından her yıl bu çerçevede bir tema seçilmekte olup 2024 yılı teması “İnsan ticaretiyle mücadelede hiçbir çocuğu geride bırakmayın” olarak belirlenmiştir. Zira global ölçekte insan ticareti mağdurlarının üçte birini çocuklar oluşturmaktadır. Kaçırılan çocukların büyük çoğunluğu da kız çocukları olarak karşımıza çıkmaktadır. UNODC 2022 Küresel İnsan Ticareti Raporu’nda çocukların insan ticareti sırasında şiddete maruz kalma olasılığı, yetişkinlere göre iki kat daha fazla olarak belirtilmektedir. Çocukların insan ticaretine konu olmasının başlıca nedenleri ekonomik yetersizlikler, artan göç, silahlı çatışmalar, sığınmacı refakatsiz çocukların savunmasızlığı, işlevsiz aileler ve ebeveyn bakımı eksikliği olarak zikredilmektedir. Çocuklar genel olarak zorla çalıştırma, dilencilik, yasa dışı evlat edinme, cinsel istismar, silahlı gruplara dahil edilme, kötü niyetli görüntülerin çevrimiçi olarak yayılması gibi insan ticareti biçimlerine maruz kalmaktadırlar.(4)
Temel misyonu insan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz, İnsan Ticaretiyle Mücadele Ulusal Raportör Kurum olarak, en ağır insan hakkı ihlallerinden biri olan insan ticaretinin son bulduğu bir dünya temennisiyle 30 Temmuz Dünya İnsan Ticaretiyle Mücadele Günü’nü kutlamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
(1) https://www.unodc.org/unodc/en/human-trafficking/what-is-human-trafficking.html (E T.:06.01.2022).
(2) https://www.unodc.org/unodc/data-and-analysis/glotip.html (E.T.:29.07.2024)
(3) https://www.goc.gov.tr/insan-ticareti-ile-mucadele-istatistik (E. T.: 29.07.2024)
(4) https://www.un.org/en/observances/end-human-trafficking-day (E.T.: 29.07.2024)