e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününe İlişkin Basın Açıklaması
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününe İlişkin Basın Açıklaması
25.11.2024
A- A+

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 20 Aralık 1993 tarihinde, 48/104 sayılı kararla Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair Bildirge’yi[1] kabul ederek, küresel ölçekte kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasını hedeflemiştir. 25 Kasım 1960 tarihinde hayatlarını kaybeden Mirabal kardeşlerin anısına BM Genel Kurulu tarafından 7 Şubat 2000 tarihinde kabul edilen 54/134 sayılı kararla 25 Kasım; “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlenmiş ve hükümetler, uluslararası örgütler ve sivil toplum kuruluşları her yıl bu tarihte konuyla ilgili kamuoyunun farkındalığını artırmayı amaçlayan etkinlikler düzenlemeye davet edilmiştir.[2]

Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair Bildirge’de, kadınlara yönelik şiddet; kadınlara fiziksel, cinsel veya ruhsal zarar veya acı veren veya bu sonuçları doğurması muhtemel olan, bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma dâhil olmak üzere ister kamusal ister özel hayatta meydana gelen cinsiyete dayalı her türlü şiddet eylemi olarak tanımlanmaktadır.

Kadına yönelik şiddet; yalnızca bir bireyin sorunu olmayıp, küresel bir insan hakları ihlali olarak her geçen gün daha fazla kadının hayatını tehdit etmektedir. BM’nin 2023 yılı verilerine göre, küresel ölçekte her üç kadından biri yaşamının bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmıştır.[3] Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 yılı verilerine göre küresel ölçekte 15-49 yaş arası her üç kadından biri fiziksel ya da cinsel şiddete uğramıştır. Bu, her yıl yaklaşık 736 milyon kadının şiddetle karşı karşıya kaldığı anlamına gelmektedir.[4] BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi Raporu’na göre, küresel ölçekte işlenen kadın cinayeti sayısı, yılda yaklaşık 87 bindir. Bu cinayetlerin yaklaşık %58’i, kadının en yakın çevresindeki kişiler tarafından işlenmektedir.[5]

Anadolu Ajansı verilerine göre Gazze’deki insani krizde Ekim 2023 ile Kasım 2024 arasında İsrail saldırıları sonucunda 43 bin 846 kişi öldürülmüş, 103 bin 740 kişi yaralanmıştır. Ölenlerin arasından 17 bin 210 çocuk, 11 bin 742 kişi ise kadındır.[6] Gazze’deki kadınlar yıllardır süren çatışmalar, askeri baskılar ve insani kriz nedeniyle yalnızca fiziksel şiddet değil, aynı zamanda toplumsal, psikolojik ve ekonomik şiddetle de karşı karşıya bırakılmaktadır. BM Kadın Birimi’nin raporuna göre, Gazze’deki kadınlar temel haklarını savunmakta büyük zorluklarla karşılaşmakta ve yeterli hukuki ve psikolojik destekten yoksun kalmaktadırlar.[7] Gazze’deki kadınların yaşadığı şiddet ve zorluklar yalnızca bölgesel değil, küresel bir sorundur. Uluslararası toplumun bu duruma kayıtsız kalmaması ve şiddetle mücadelede kadınların yalnız bırakılmaması gerekmektedir.

Kadına yönelik şiddet sadece bireylerin fiziksel ya da psikolojik sağlığını değil, toplumların sürdürülebilir kalkınmasını, ekonomik büyümesini ve toplumsal refahını da derinden etkilemektedir. BM Kadın Birimi tarafından yapılan değerlendirmeye göre, kadına yönelik şiddetin dünya ekonomisine yıllık maliyeti yaklaşık 1,5 trilyon dolardır. Bu maliyet, sağlık hizmetleri, kayıp iş gücü ve sosyal hizmetler gibi birçok alanda toplumsal yükler yaratmaktadır.[8]

Bu veriler, kadına yönelik şiddetin küresel bir kriz olduğunu ve küresel bir dayanışma ile daha etkili önlemler alınması gerektiğini açıkça göstermektedir. Kadına yönelik şiddetle mücadelede yasal düzenlemelerin etkin uygulanması, mağdurlara yönelik destek sistemlerinin güçlendirilmesi ve toplumsal farkındalık çalışmalarının artırılması kritik öneme sahiptir.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak; 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle tüm kadınların haklarının korunması, güvenli bir yaşam sürmeleri, eşit haklara sahip olmaları gerektiğini ve kadına yönelik şiddetle mücadelenin sadece kadınların değil, tüm toplumun ortak hedefi olduğunu hatırlatıyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 
Paylaş :