e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
Yunanistan Açıklarında Göçmenleri Taşıyan Tekne Faciası Hakkında Basın Açıklaması
Yunanistan Açıklarında Göçmenleri Taşıyan Tekne Faciası Hakkında Basın Açıklaması
23.06.2023
A- A+

Yunanistan’ın Mora Yarımadası’nda alabora olan tekne ile ilgili haber, yazılı ve görsel basında yer almıştır.
Dünyada göçmenlere yönelik gerçekleştirilen “püskürtmek, durdurmak ve zorla geri göndermek amacıyla gerçekleştirilen uygulamalar” olarak tanımlanan “geri itme (pushback)” eylemleri sonucunda; yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, sığınma prosedürüne erişim hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, etkili başvuru hakkı, insan haklarına, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eden çok sayıda insan hakkı ihlali meydana gelmektedir.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 14’üncü maddesine göre “Herkes zulüm karşısında başka memleketlerden mülteci olarak kabulü talep etmek ve memleketler tarafından mülteci muamelesi görmek hakkını haizdir.” Mültecilerin hukuki statülerini belirlemek ve haklarını güvence altına almak amacıyla 1951 tarihinde BM Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşmesi kabul edilmiştir. 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’ne göre “Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir”. 
Her yıl savaş, iç çatışmalar, siyasi anlaşmazlıklar gibi sebeplerle dünya üzerinde çok sayıda insan ülkesini terk ederek başta komşu ülkeler olmak üzere güvenli liman olarak görülen yabancı ülkelere sığınmaktadır. Özellikle son yıllarda yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı, Afganistan’da yaşanan iç çatışmalar, Suriye’de yaşanan iç savaş gibi bazı olağanüstü gelişmeler nedeniyle mülteci sayısı ve ülke içinde yerlerinden edilen kişilerin sayısı artmıştır. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin “Zorla Yerinden Edilmede Küresel Eğilimler” adlı 2022 tarihli Raporu’na göre; zulüm, çatışma, şiddet, insan hakları ihlalleri ve kamu düzenini ciddi ölçüde bozan olaylar sebebiyle 2022 yılı sonu itibari ile dünyada 108,4 milyon kişi zorla yerinden edilmiştir. 
Türkiye ve Yunanistan, çatışma bölgelerine yakınlığı, jeopolitik konumları nedeniyle hem hedef ülke hem de transit göç rotası konumunda bulunmaktadır. Özellikle son 10-15 yıl içerisinde savaş, iç çatışmalar gibi olaylar sebebiyle Suriye, Irak, Afganistan gibi ülkelerden gelen çok sayıda göçmene ev sahipliği yapan ve dünyada en fazla sığınmacıya sahip olan Türkiye, göstermiş olduğu kucaklayıcı davranış ile dünyaya büyük örnek olmuştur. Ancak hızla artan göçmen hareketliliği nedeniyle, dünya çapında büyük göçmen krizleri yaşanmakta, göçmenler açık denizlerde kaderine terk edilmekte,  bu olayların çözümünde yetersiz ve kayıtsız kalan uluslararası kuruluşlar ve devletler nedeniyle sorunlar gitgide derinleşmektedir. 
Dünyanın herkes için eşit bir şekilde yaşanabilir hale getirilmesi için göçmenlere yönelik dışlayıcı söylem ve hareketlerin önlenmesi, temel hak ve özgürlüklerinin koruması ulusal ve uluslararası insan haklarının bir gereğidir. Bu açıdan her yıl karşılaşılan, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere devletler tarafından yapılan geri itme hareketleri sonucunda yaşanan insan hakları ihlalleriyle mücadelede tüm Devletler, uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmek ve insan onurunu korumakla mükelleftir. 
Kurumumuz tarafından denizden ve karadan geri itmeleri incelemek üzere gerçekleştirilen saha ziyaretlerinde edinilen bilgi ve belgelere dayanılarak hazırlanan “Sığınmacılar ve Düzensiz Göçmenlere Yönelik Geri İtme Eylemlerinin İnsan Hakları Perspektifinden Değerlendirilmesi Raporu” 20/6/2022 tarihinde web sitemizde yayınlanmıştır. (https://www.tihek.gov.tr/kategori/pages/siginmacilar-ve-duzensiz-gocmenlere-yonelik-geri-itme-eylemlerinin-insan-haklari-perspektifinden-degerlendirilmesi-raporu)
Temel misyonu insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve bu konuda farkındalığın artırılması olan Kurumumuz, medyaya yansıyan olayı endişeyle takip etmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

Paylaş :