13 Ağustos 2024 tarihinde İsrail polisinin koruması altında yüzlerce radikal İsrailli tarafından Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlendiği haberi görsel ve yazılı medyada yer almış, mescitlerin içine saldırılmasından duyulan endişe dile getirilmiştir. [1]

İsrailli bakanlar, politikacılar ve milletvekilleri eşliğinde binlerce fanatik tarafından Mescid-i Aksa'ya yönelik gerçekleştirilen baskın, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail tarafından tüm dünyanın gözleri önünde sistematik ve yaygın bir şekilde sürdürülen soykırımın ve savaş suçlarının devamı niteliğindedir. Uluslararası hukuk ve insan hakları normları hiçe sayılarak hastanelerde, ibadethanelerde, okullarda ve sivil yerleşim yerlerinde sivil halka yönelik gerçekleştirilen katliamların her geçen gün şiddetlenerek artması, İsrail’in meydana getirdiği vahşetin ve barış yanlısı olmadığının en net göstergesidir. 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri uyarınca tarihi ve dini yapıların savaş esnasında hedef alınması yasaklanmakta ve bu tür yapıların korunması öngörülmektedir.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak, İsrail tarafından Gazze’deki sivil halka yönelik sistematik ve yaygın bir şekilde gerçekleştirilen ve Roma Statüsü kapsamında savaş ve soykırım suçu teşkil eden saldırıları bir kez daha telin ediyor, bu vahşetin sona erdirilmesi ve bölgede kalıcı barışın sağlanması amacıyla gerekli adımların atılması için uluslararası toplumun tüm aktörlerini aksiyon almaya davet ediyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.