e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
İsrail’in Yerlerinden Edilmiş Filistinlilerin Kaldığı Refah Bölgesine Düzenlediği Saldırı Hakkında Basın Açıklaması
İsrail’in Yerlerinden Edilmiş Filistinlilerin Kaldığı Refah Bölgesine Düzenlediği Saldırı Hakkında Basın Açıklaması
27.05.2024
A- A+

İsrail’in yerlerinden edilmiş Filistinli sivillerin yer aldığı ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenli bölge ilan edilen Refah’ın kuzeybatısındaki yerleşkeyi bombalaması neticesinde çok sayıda Filistinli hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. (1)

Uluslararası Adalet Divanı önünde görülmeye devam eden Güney Afrika v. İsrail davasında 24 Mayıs 2024 tarihinde verilen kararda, İsrail’in Refah’taki askeri saldırılarını derhal durdurulmasına ve Gazze’ye ihtiyaç duyulan insani yardımların ulaşabilmesi için Refah Sınır Kapısının açık tutulmasına hükmedilmiştir. Verilen karardan yalnızca üç gün sonra İsrail’in Refah bölgesinde yerlerinden edilen Filistinli sivillere karşı düzenlediği saldırı açıkça uluslararası hukuka ve uluslararası silahlı çatışmalar hukuku normlarına aykırılık teşkil etmektedir. İsrail’in Gazze Şeridi’nin Refah bölgesinde gerçekleştirdiği soykırım suçu teşkil eden saldırılar, bölgede yaşayan ve son çare olarak güvenli bölge olduğu için buradaki çadır kente sığınan masum sivillerin hayatını tehdit eden ve insanlık onurunu zedeleyen bir boyuta ulaşmıştır. Kadınların, yaşlıların ve masum sivillerin öldürüldüğü, çocukların yanarak katledildiği bu insani trajedi artık tüm Dünya’nın gözü önünde gerçekleştirilen açık bir vahşete dönüşmüştür.

Filistin’de 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana devam eden İsrail’in saldırılarının bir an önce son bulması için uluslararası yargı mekanizmalarının ve uluslararası toplumun büyük bir özveriyle ve kararlı biçimde harekete geçmelerinin gereği aşikardır. Bu kapsamda Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı tarafından 20 Mayıs 2024 tarihinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında “Filistinlilere karşı savaş ve insanlık suçu işlediklerine dair yeterli kanıt bulunduğu” gerekçesiyle tutuklama talebinde bulunulması oldukça önem arz etmektedir.

1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri kapsamında koruma altında olan sivillerin kasıtlı olarak öldürülmesi, insanlık dışı muameleye maruz bırakılmaları ve işkenceye uğramaları yasaklanmıştır. Özellikle korunmaya muhtaç olan yaralıların, yaşlıların, hastaların, çocukların ve kadınların çatışma bölgelerinden uzaklaştırılarak güvenli bölgelere ulaşmalarının ve bu bölgelerdeki her türlü askeri faaliyetin tamamen yasaklanması gerekmektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsüne göre ise savunmasız veya askeri hedef olmayan bölgelerin bombalanması, sivillerin kasten öldürülmesi, insanlık dışı muameleye maruz bırakılmaları ve vücutlarına kasten büyük ıstırap verilmesi savaş suçu teşkil etmektedir.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak, İsrail’in Gazze’deki sivil halka yönelik sistematik ve yaygın biçimde gerçekleştirdiği soykırım ve savaş suçu teşkil eden saldırılarını bir kez daha telin ediyor, bu vahşetin sona erdirilmesi ve bölgede kalıcı barışın sağlanması amacıyla gerekli adımların atılması için uluslararası aktörleri aksiyon almaya davet ediyor, İsrail’in aleyhinde verilecek olan uluslararası yargı kararlarının uygulanmasının ve uluslararası hukuka riayet edilmesinin gereğini hatırlatıyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

.

 

Paylaş :