e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
Filistin’deki Soykırımın Durdurulması Çağrısında Bulunan Kişilerin Temel Haklarına Yönelik Gerçekleştirilen Müdahalelere İlişkin Basın Açıklaması
Filistin’deki Soykırımın Durdurulması Çağrısında Bulunan Kişilerin Temel Haklarına Yönelik Gerçekleştirilen Müdahalelere İlişkin Basın Açıklaması
13.12.2023
A- A+

İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze Şeridi’ndeki evleri, hastaneleri ve ibadethaneleri hedef alarak, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce sivil Filistinlinin ölümüne neden olan, uluslararası hukuk ve insancıl hukuk normlarını ihlal eden ve savaş suçu teşkil eden saldırılarına dünya çapında tepkiler verildiği görülmektedir. Başta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu olmak üzere dünyanın birçok ülkesi tarafından bu saldırılan durdurulması ve ateşkes yapılması yönünde çağrılarda bulunulmuştur. Her ne kadar İsrail’in savaş suçu teşkil eden saldırılarına yönelik global bir tepki olsa da Amerika Birleşik Devletleri ile bazı Avrupa ülkeleri tarafından İsrail saldırılarının meşruluğuna dair açıklamalar yapılmıştır. Bunun yanında İsrail’in gerçekleştirmiş olduğu savaş suçu teşkil eden bu eylemleri kınayan ya da Filistin Devleti’ne destek veren kişi, kişi grupları veya gösterilere yaptırımlar uygulanmaya başlanmıştır.
İsrail saldırılarının ilk günlerinden itibaren dünyanın dört bir yanında başta sanatçılar, gazeteciler, sporcular, akademisyenler, politikacılar, öğrenciler, iş dünyası ve sivil toplum bu saldırılara tepki göstererek Filistinliler ile dayanışma içinde olduklarını ve saldırıların durdurulması çağrısında bulunmuş ve Filistin’e destek yürüyüşleri düzenlemişlerdir. Bununla beraber, ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı uluslararası insan hakları müktesebatında güvenceye alınmış olsa da bu kişilere çeşitlenen yaptırımlar uygulanmıştır. Açıklamaları ve gösteri yürüyüşleri nedeniyle; sanatçılar, gazeteciler ve sporcular; işten çıkarma, sponsorluk sözleşmelerinin feshi ve konserlerin iptali gibi yaptırımlara maruz kalmış, akademisyenler alanlarında çalışma yapma ve çalışmalarını yayımlama konularında kısıtlamalara tabi tutulmuştur. Katliama karşı ifade özgürlüğü ve toplanma ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarını kullanmaları nedeniyle üniversite yönetimleri tarafından haklarında disiplin soruşturmaları açılan ve okuldan atılan öğrencilerin eğitim hakkını kullanması zorlaştırılmış veya engellenmeye çalışılmıştır. İş dünyasında bu katliama karşı tepkisini koyan işletmelere yönelik çeşitli ambargolar getirilerek işletmelerin faaliyetleri kısıtlanmıştır. İngiltere, Fransa, Hollanda, İsviçre ve Almanya gibi kimi Avrupa ülkelerinde Filistinlilere dayanışma gösterilerine kısıtlama getirilmiş ve bu gösterilere katılan kişiler polis müdahalesi ve gözaltı kararlarıyla karşı karşıya kalmıştır.
BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin (İHEB) 19’uncu maddesine göre: “Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.” İHEB’in 20’nci maddesine göre ise “Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.” Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin (MSHS) 19’uncu maddesine göre: “Herkesin, bir müdahale ile karşılaşmaksızın fikirlere sahip olma hakkı vardır. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir; bu hak bir kimsenin ülke hudutlarıyla sınırlanmaksızın sözlü, yazılı veya basılı veya sanatsal ürün şeklinde veya kendi tercih ettiği başka bir iletişim vasıtasıyla her türlü bilgi ve düşünceyi arama, edinme ve ulaştırma özgürlüğünü de içerir.” MSHS’nin 21’inci ve 22’nci maddeleri ise toplanma ve örgütlenme özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “İfade özgürlüğü” başlıklı 10’uncu maddesine göre: “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar.” ve “Toplantı ve dernek kurma özgürlüğü” başlıklı 11’inci maddesine göre: “Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir.”
İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırıma karşı tepki gösteren kişilerin başta İHEB, MSHS ve AİHS olmak üzere uluslararası insan hakları hukuku tarafından güvence altına alınan “ifade özgürlüğü, çalışma hakkı, eğitim hakkı ve toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı” gibi temel hak ve özgürlüklerinin kullanımı güçleştirilmekte ya da engellenmektedir. 
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak, Gazze’de yaşanan soykırıma karşı tepkisini ortaya koyan kişilere yönelik başta ifade özgürlüğü, çalışma hakkı ve eğitim hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin ihlaline yol açan “Küresel Cadı Avının” sona erdirilmesi çağrısında bulunuyoruz. İnsan haklarının yalnızca güçlünün hakkı olarak değil, dünyadaki her bireyin sahip olduğu haklar olarak görülmesi ve modern insan hakları sisteminin vadettiği maddi eşitliğin bir an önce gerçekleşmesi temennisiyle Gazze’de devam eden katliamın bir an önce durdurulması çağrımızı yineliyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 

Paylaş :