20 Kasım 1989 tarihinde Çocuk Hakları Sözleşmesinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilmesi münasebetiyle her yıl Kasım ayının 20 nci günü Dünya Çocuk Haklar Günü olarak kutlanmaktadır.
Kendisinden dünyayı emanet aldığımız çocuklar, toplumun en temel unsurlarından birisidir. Toplumun neşesi ve mutluluğun kaynağı olan çocuklar, masumiyetin, saflığın ve güzelliğin timsalidir.
Medeniyetimizde çocuklar, neslin korunması ilkesi kapsamında özel korunma hakkına sahiptir. Aile, toplum ve devletlerin bu konuda özel görev ve sorumlulukları bulunmaktadır.
Çocuk haklarının korunması ve güçlendirilmesi amacıyla evrensel ve bölgesel düzeyde birçok norm ve mekanizma da hayata geçirilmiştir. İkinci Dünya Savaşından sonra bu normlaşma ve kurumsallaşmanın hızı artmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşının yıkıcı etkilerinin yarattığı travma, bu normlaşma ve kurumsallaşmanın artmasında etkili olmuştur.
Çocuk haklarının korunmasında yapılan bütün çalışmalar önemli olmakla birlikte, küresel ölçekte çocuk hakları konusunda olması gerekenin çok uzağında olduğumuz da aşikârdır. Bugün için dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan kitlesel ve yoğun çocuk hakları ihlalleri olması gereken noktadan uzak olduğumuzun açık kanıtıdır. Çocukların terör örgütleri tarafından zorla militan olarak devşirilmesi, çocukların temel yaşamsal gıdaya ve temiz suya erişiminin engellenmesi, çocuğun ailesi birlikte büyümekten mahrum bırakılması, kimyasal ve konvansiyonel silahlarla öldürülmesi ve yaralanması, çocukların zorla dilendirilmesi bugün için yaşanan başlıca çocuk hakları sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çocuk haklarının korunması noktasında özellikle egemen dünya devletlerinin ikircikli tavrı, çocuk haklarının korunması konusunda yaşanan en temel bir diğer sorundur. Bu devletler, ya kendi devlet güçleri ya da palazlandırdıkları terör örgütleri aracılığıyla yoğun ve sistematik çocuk hakları ihlallerine neden olmaktadır. Suriye’de rejim ve terör örgütleri tarafından, Doğu Türkistan’da Çin Yönetimi tarafından, Filistin’de İsrail tarafından gerçekleştirilen yoğun ihlallere şahit olunmaktadır. Srebrenitsa mağduru çocukların yaraları maalesef henüz sarılabilmiş değildir. Ayrıca Suriye İç Savaşından kaçarak Avrupa’ya gitmek isteyen/giden aileler ve onların çocuklarının maruz kaldığı ihlaller, insanlığı derinden sarsmaktadır.
Türkiye, Dünyanın ikircikli yaklaştığı çocuk hakları meselesinde, her türlü siyasi saikten vareste olarak, başta Suriyeli çocuklar olmak üzere tüm dünya çocuklarının haklarının korunması ve güçlendirilmesi noktasında yoğun gayretler içerisindedir. Türkiye’nin hem yurtiçinde hem de yurtdışında yürüttüğü terörle mücadele faaliyetleri, şüphesiz çocuk hakları savunuculuğudur. Sınırlarına gelen bütün sığınmacı çocukları tereddütsüz bir şekilde kabul eden Türkiye, dünya devletlerine örnek olacak bir tavır ortaya koymuştur.
Dünya Çocuk Hakları Günü münasebetiyle, çocukların haklarına bütünüyle kavuştuğu bir dünyayı temenni ediyor, bu konuda sorumluluğu olan bütün aktörleri göreve davet ediyoruz.