e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
Deprem Felaketi Sonrası Artan Konut Fiyatlarına İlişkin Basın Açıklaması
Deprem Felaketi Sonrası Artan Konut Fiyatlarına İlişkin Basın Açıklaması
17.02.2023
A- A+

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesi merkezli 7.7 ve Elbistan ilçesi merkezli 7.6 büyüklüğünde iki büyük depremde bölgedeki illerimizde ağır yıkımlar meydana gelmiştir. Bu yıkımlar; Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’da yaşayan vatandaşlarımızın konut ve barınma, temiz suya erişim, gıda ve güvenlik hakkı başta olmak üzere birçok temel insan hakkına erişimini zorlaştırmış ya da ortadan kaldırmıştır.

Deprem bölgelerindeki binaların bir kısmı yıkılmış, büyük bir çoğunluğu ise ciddi hasar görmüştür. Bu nedenle, depremden zarar gören çok sayıda vatandaşımız yaşadıkları şehirlerinden ayrılmaya mecbur kalmıştır. Yıkılan ve hasarlı binaları nedeniyle çevre illere giden vatandaşlarımızın çokluğu bu illerdeki barınma ihtiyacını ve konut talebini arttırmıştır. Evsiz kalan ya da evine giremeyen depremzedelerin barınma sorununu çözmek en temel insan haklarından olan konut ve barınma hakkı bağlamında son derece önem arz etmektedir.

Konut hakkı temel bir insan hakkı olarak; kişinin insan onuruna yakışır bir konuta kolay, sürekli, sürdürülebilir ve güvenli bir şekilde ulaşabilmesini ifade etmektedir. Herkes, sürekli ve güven içerisinde hayatını devam ettirebileceği insan onuruna yakışır bir konutta yaşama hakkına sahiptir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 25.1. maddesine göre; “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır.” Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin (ESKHS) 11.1. maddesine göre; “Bu Sözleşme’ye Taraf Devletler, herkesin, yeterli beslenme, giyim ve konut da dâhil olmak üzere, kendisi ve ailesi için yeterli bir yaşam düzeyine sahip olma ve yaşam koşullarını sürekli geliştirme hakkına sahip olduğunu kabul ederler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Konut hakkı başlıklı 57’nci maddesinde ise Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler. düzenlemesi yer almaktadır.

Özellikle Ankara, Mersin ve Elazığ gibi bölgeye yakın illere doğru yaşanan yoğun göç hareketleri bu illerdeki konut taleplerini arttırmıştır. Artan konut taleplerini fırsata çevirmeye çalışan kişiler ise bulundukları bölgelerde kira ve satış fiyatlarını yükseltmeye başlamıştır. Deprem bölgelerinde çadır ve konteyner kentlerin kurulumuna devam edilmekte, birçok ilimizde de evlerini depremzedelere ücretsiz açan vatandaşlarımız bulunmaktadır. Tüm ülke tek yürek olmuşken durumu fırsat bilenlerce yapılan fahiş fiyat artışları, en temel insan haklarından olan konut ve barınma hakkının ihlaline sebebiyet verecektir.

6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun 3’üncü maddesi uyarınca; “Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır. Mezkûr Kanun’un 5’inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise; “Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri ve bunlar tarafından yetkilendirilenler, taşınır ve taşınmazları kamuya açık bir şekilde sunarken bu malları edinmek veya kiralamak isteyenler ile bunlar hakkında bilgi almak isteyenler aleyhine, bunların kiralanması, kira akdinin şartlarının belirlenmesi, kira akdinin yenilenmesi veya sona erdirilmesi, satışı ve devri süreçlerinin hiçbirinde ayrımcılık yapamaz.” hükmü yer almaktadır.

Bu kapsamda, 6701 sayılı Kanun uyarınca, taşınır ve taşınmaz malların satış ve kiralama süreçlerinin hiçbir aşamasında ayrımcılık yapılmaması gerekmektedir. Mezkûr Kanun uyarınca, deprem bölgelerinden gelen vatandaşlarımızla yapılacak satış ve kiralama süreçlerinde konut ve barınma hakkının en temel insan haklarından biri olduğu ve bu süreçlerde herhangi bir ayrımcı muamelede bulunulmaması gerektiği hususları ilgililerce göz önünde bulundurulmalıdır. Kurumumuz tüm bu hususların takipçisi olacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Paylaş :