Dünya Sağlık Örgütü’ne göre birey sağlığı üzerinde onulmaz etkiler yaratan çocuk ihmal ve istismarı, günümüzde ulusal, bölgesel ve evrensel düzeydeki normlar ve kurumsal koruma mekanizmaları ile önlenmeye çalışılmaktadır. Çocuk yaşta maruz kalınan bu travmatik olgu, çocukların temel hak ve hürriyetlerinin bir ihlali olmasının yanı sıra, diğer hakların da kullanımını engelleyen temel bir sorun alanıdır. Çocuk hakları açısından çocuğun ihmal ve istismarı; çocuğun uygun yaşam standartlarına sahip olma, tıbbi bakım, beslenme, barınma gibi temel gereksinimlerinin karşılanmasını içeren yaşamsal hakları, çocuğun eğitim, oyun, dinlenme, bilgi edinme, fikir özgürlüğü gibi kendini gerçekleştirmesini sağlayan gelişme hakları ve doğrudan ihmal ve istismarla ilgili korunma hakları ile yakından ilgilidir.
1989 tarihinde kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) çocuk ihmal ve istismarının önlenmesine yönelik taraf devletlere çeşitli yükümlülükler öngörmektedir. Sözleşmenin 19’uncu maddesine göre çocuğun yetiştirilmesinden sorumlu olanlar, bu haklarını çocuklara zarar verecek biçimde kullanamazlar. Devlet, çocuğu anne-babanın ya da çocuğun bakımından sorumlu başka kişilerin her türlü kötü muamelesinden korumak, çocuğun istismarını önlemek ve bu tür davranışlara maruz kalan çocukların tedavisini amaçlayan sosyal programlar hazırlamakla yükümlüdür. ÇHS’nin 34’üncü maddesi fuhuş ve pornografi dâhil, çocuğu cinsel istismar ve sömürüden korumak konusunda amir hükümler ihtiva etmektedir. Ülkemiz, bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülkeler arasında yer almıştır. Sözleşme, Ülkemiz tarafından 1995 tarihinde onaylanmış, Resmi Gazete’de yayınlanarak iç hukukun bir parçası haline getirilmiştir.
Anayasa’nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41’inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” düzenlemesi dikkate alındığında çocuğun korunması Anayasal bir güvenceye sahiptir. Ayrıca Türkiye’de çocuk hakları, Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu kapsamında yer alan düzenlemelerle de güvence altına alınmaktadır.
30.01.2016 tarihli ve 6667 sayılı Kanun ile Ülkemizce de uygun bulunan Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi’nin izleme organı olan İnsan Ticaretine Karşı Eylem Uzmanlar Grubu (GRETA), Uluslararası Çalışma Örgütü ve Göç İdaresi Başkanlığı tarafından erken yaşta zorla evlilik, insan haklarının öznesi olan bireyleri metalaştıran insan ticaretinin bir alt görünümü olarak kabul edilmektedir. Kurumumuz, 17.03.2016 tarihli ve 29656 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İnsan Ticaretiyle Mücadele ve Mağdurların Korunması Hakkında Yönetmelik’in 5’inci maddesi uyarınca kurulan İnsan Ticaretiyle Mücadele Koordinasyon Komisyonu’nun 10.12.2020 tarihli toplantısında alınan 2020/1.2 karar ile insan ticaretiyle mücadele alanında yürütülen faaliyetleri incelemek ve raporlamak amacıyla Ulusal Raportörlük Kurumu olarak belirlenmiştir.
Çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi, çocuklara yönelik ayrımcı muamelelerin önlenmesi ve çocukların tutulduğu alıkonulma merkezleri ile koruma altına alındığı yerlerin düzenli olarak izlenmesi ve insan ticaretinin bağımsız olarak izlenmesi misyonuna sahip olan, çocukların ihmal ve istismarı ile çocuk yaşta zorla evliliklerin önlenmesi için çalışmalarını hassasiyetle sürdüren Kurumumuz, son günlerde kamuoyuna yansıyan olay hakkındaki süreci bu misyon çerçevesinde yakından takip etmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.