e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
Arapça Tabelaların Kaldırılmasına İlişkin Basın Açıklaması
Arapça Tabelaların Kaldırılmasına İlişkin Basın Açıklaması
03.05.2024
A- A+

Son zamanlarda ülkemizin farklı bölgelerindeki bazı belediyeler tarafından Arapça tabelaların kaldırıldığı yazılı ve görsel medyaya yansımıştır.

Irk, etnik köken ve dil temellerinde ayrımcılık yasağı, ulusal ve uluslararası belgelerde güvence altına alınmıştır. Bu kapsamda uluslararası belgelerde Birleşmiş Milletler (BM) düzeyinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (İHEB), Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşme ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Sözleşme; Avrupa Konseyi düzeyinde ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ile ayrımcılık yapılması insan hakları ihlali olarak kabul edilmiştir. Ulusal belgelerde ise başta 1982 Anayasası olmak üzere 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu ile ayrımcılık yasağı güvence altına alınmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından ırk ve etnik köken kavramları açıklanırken dil, milliyet ve kültürün ırktan ayrılmaz nitelik taşıdığı kabul edilmiş; ayrıca ırk ayrımcılığının tehlikeli sonuçlara sebebiyet verebileceğine dikkat çekilerek, en sert şekilde tepki gösterilmesi gereken bir ayrımcılık türü olduğu vurgulanmıştır. AİHM’e göre modern demokratik bir toplum, çoğulculuk ve farklı kültürlere saygı ilkelerini esas almalıdır (AİHM, Timishev v. Rusya, B. No: 55762/00, 55974/00, 13/12/2005, para. 55-58). Bu kapsamda ırk ve etnik köken temelinde ayrımcılık yasağı ile dil temelinde ayrımcılık yasağı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Dil temelinde ayrımcılık yasağı ile; bütün dillere eşit biçimde yaklaşılması güvence altına alınmakta ve bireylerin konuştukları, yazdıkları, kullandıkları dil nedeniyle ayrımcılığa uğramalarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Yazılı ve görsel medyada; Arapça dışında, farklı dillerdeki tabelalara müdahale edilmezken Arapça tabelalara müdahalelerin bulunduğu iddia edilmektedir. Dolayısıyla Arapça tabelaların kaldırılmasına yönelik hususun, nefret söylemiyle ilgili önemli bir boyutunun da bulunduğu söylenebilir. Bu kapsamda Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI), Nefret Söylemi ile Mücadele Hakkında 15 No.lu Genel Politika Tavsiye Kararı kapsamında; sınırsız kişisel özelliklere veya ırk, renk, dil, din veya inanç, milliyet, ulusal veya etnik köken ile soy, yaş, engellilik ve cinsiyet gibi statülere dayalı olarak bir kişi ya da grubun kötülenmesini, yerilmesini veya bunlara yönelik nefretin savunulmasını, teşvik edilmesini ve kışkırtılmasını; bu kişi veya gruplara yönelik her türlü taciz, hakaret, negatif kalıp yargı, damgalama veya tehdit ile tüm bu ifade biçimlerinin haklılaştırılması şeklinde bir ya da daha fazla ifade biçiminin kullanılmasını nefret söylemi olarak kabul etmektedir.

6701 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinde; hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada herkesin eşit olduğu kabul edilmiş, “…ırk…dil…etnik köken… temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır” hükmüne yer verilmiştir. Yine mezkûr Kanun’un 5’inci maddesi Eğitim ve öğretim, yargı, kolluk, sağlık, ulaşım, iletişim, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler, sosyal yardım, spor, konaklama, kültür, turizm ve benzeri hizmetleri sunan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri, yürüttükleri faaliyetler bakımından bu hizmetlerden yararlanmakta olan veya yararlanmak üzere başvurmuş olan ya da bu hizmetler hakkında bilgi almak isteyen kişi aleyhine ayrımcılık yapamaz. Bu hüküm kamuya açık hizmetlerin sunulduğu alanlar ve binalara erişimi de kapsar.”  hükmünü ihtiva etmektedir.

Toplumsal barışın tesis edilmesinde, şüphesiz bazı yerel yönetimler tarafından icra edilen hizmetler açısından da, ulusal ve uluslararası düzenlemelerde yer alan ayrımcılık yasağına uygun hareket edilmesi ve nefret söylemi içeren ifade biçimlerinden kaçınılması gerekmektedir. Bu kapsamda çoğulculuk, eşitlik ve farklı kültürlere saygı gibi evrensel ilkeler üzerine kurulan demokratik toplumlarda bir kimsenin; ırkı, rengi, soyu, etnik kökeni ve/ya dili nedeniyle farklı muamele görmesi kabul edilemez niteliktedir.

Temel misyonu insan onurunu esas alarak, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz, yazılı ve görsel medyaya yansıyan mezkûr iddiaları yakından takip etmektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

Paylaş :