e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
26 Haziran Birleşmiş Milletler İşkence Mağdurlarına Destek Günü Basın Açıklaması
26 Haziran Birleşmiş Milletler İşkence Mağdurlarına Destek Günü Basın Açıklaması
26.06.2023
A- A+

1948 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi başta olmak üzere İkinci Dünya Savaşı sonrasında yürürlüğe giren uluslararası ve bölgesel düzeydeki çeşitli sözleşmeler ile işkence yasaklanmış, 26 Haziran 1987 tarihinde ise işkenceyle daha etkin bir şekilde mücadele etmek üzere Birleşmiş Milletler İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme yürürlüğe girmiştir. Günümüzde 173 devletin taraf olduğu Sözleşme’nin kabul edildiği 26 Haziran günü, BM Genel Kurulu tarafından 12 Aralık 1997 tarihinde alınan 52/149 sayılı kararla “Birleşmiş Milletler İşkence Mağdurlarına Destek Günü” olarak ilan edilmiştir.

Türkiye’nin 25 Ocak 1988’de imzaladığı Sözleşme, Türkiye bakımından 29 Nisan 1988 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşme’nin 2’nci maddesinde yer alan “Hiçbir istisnai durum, ne savaş hali ne de bir savaş tehdidi, siyasi istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hal, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez.” hükmü ile işkence mutlak bir biçimde yasaklanmıştır. Sözleşme, daha önce işkenceyi yasaklayan sözleşmelerden farklı olarak, işkence faillerinin cezasız kalmasıyla da mücadele etmeyi hedeflemiş ve buna yönelik tedbirler öngörmüştür. 2006 yılında yürürlüğe giren İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’ye Ek İhtiyari Protokol (OPCAT) ise, bağımsız uluslararası ve ulusal organların, işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele ya da cezayı önlemek için, kişilerin özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı yerlere düzenli ziyaretlerde bulunacağı bir sistem kurmayı amaçlamıştır. İlaveten, yine BM çatısı altında, BM Genel Kurulu’nun 1981 tarihli kararı ile oluşturulan “BM İşkence Mağdurları Gönüllü Fonu” ile işkence mağdurlarına ve ailelerine destek sağlanmaktadır.

Türkiye hem İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme, OPCAT ve diğer insan hakları sözleşmelerine taraf olarak hem de ulusal mevzuatında kapsamlı düzenlemeler yaparak işkenceyle etkin şekilde mücadele etmektedir.

Ulusal mevzuatta işkence yasağı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17’nci maddesinde “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.” ifadeleriyle güvence altına alınmıştır5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 77’nci maddesinde işkence fiilinin siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi insanlığa karşı suç olarak nitelendirilmiş; 94’üncü maddesinde ise “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” denilerek işkence suçu ve karşılığında öngörülen cezai yaptırım düzenlenmiştir. 2013 yılında, anılan maddenin dördüncü fıkrasına “bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez.” ifadesi eklenerek işkence ile mücadele konusunda önemli bir adım daha atılmıştır.

Ulusal mevzuatta bir diğer düzenleme, 2016 yılında yürürlüğe giren 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda bulunmaktadır. Kanun’un 1’inci maddesinde işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda Ulusal Önleme Mekanizması olarak çalışmak Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK)’in temel görevleri arasında sayılmıştır. Türkiye’nin 2005 yılında imzaladığı ve 2011 yılında onay süreci tamamlanan OPCAT çerçevesinde Ulusal Önleme Mekanizması olarak görevlendirilen TİHEK; özgürlüğünden mahrum bırakılan ya da koruma altına alınan kişilerin bulundukları yerlere haberli veya habersiz düzenli ziyaretler gerçekleştirmektedir. Bu ziyaretler ile işkence ve kötü muamele yasağı kapsamında yerinde incelemeler yapılmakta, bu kurumlarda bulunan kişilerle özel görüşmeler gerçekleştirilmekte, ziyaretler sonucunda raporlama yapılmakta, ziyaret edilen kuruma, bu kurumların gözetim ve denetiminden sorumlu makamlara ve ilgili diğer kurumlara tavsiyelerde bulunulmakta ve bu raporlar ilgili kurumların yanı sıra kamuoyuyla da paylaşılmaktadır. Gerçekleştirilen bu ziyaretler işkenceyle mücadele açısından “önleyici” görev yüklenmektedir. Zira OPCAT ile kurulan düzenli ziyaret sisteminin temelinde de yatmakta olan amaç, öncelikle işkencenin önlenmesidir. Bunula birlikte, meydana gelmiş işkence fiillerinin cezasız kalmasına izin verilmemesi, işkenceye cevaz veren sistemlerin ortadan kaldırılması, işkence mağdurları için rehabilitasyon gibi tazmin edici olanaklar sağlanması gerekmektedir.  

Temel görevlerinden birisi işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak; “26 Haziran Birleşmiş Milletler İşkence Mağdurlarına Destek Günü” vesilesiyle, insanlık onuruna yakışmayan fiilleri kınıyor, tüm işkence mağdurlarının yanında olduğumuzu tekrarlıyor ve çalışmalarımızın işkencesiz bir dünyaya kavuşma çabasına katkı sunmasını temenni ediyoruz.

Paylaş :