Irkçılık karşıtı duruşu ve barışı inşa eden özgürlük mücadelesi ile hafızalara kazınan Nelson Mandela’nın doğduğu gün olan 18 Temmuz; Mandela’yı onurlandırmak ve mücadelesinin önemini vurgulamak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca “Uluslararası Nelson Mandela Günü” olarak kabul edilmiştir.
Nelson Mandela; kurumsallaşmış ırk ayrımcılığının en büyük örneklerinden birini teşkil eden “Apartheid” rejiminin hukuk ve hakkaniyet karşıtı zihniyet ve uygulamalarına karşı direnme hakkını kullanmış; uzun süren eşitlik ve özgürlük mücadelesinin sonunda Güney Afrika’da kamusal alanın tamamında tahkim edilmiş olan ırkçılığın çözülmesine öncülük etmiştir. Haksız tutuklamalar ve hapis cezası ile geçen hayatına, defaatle maruz kaldığı işkence ve baskılara rağmen intikamcı bir tavrın çözüm olmadığını düşünen Mandela, affedici ve birleştirici tutumu ile öne çıkmıştır. Nitekim “Yıkmak ve yok etmek kolaydır; barışı inşa eden ve sürdürenlerse asıl kahramanlardır” sözüyle bu tutumunu vurgulayan Mandela, 1993 yılında Nobel Barış Ödülüne de layık görülmüştür. 1994 yılında, her kesimden Afrikalının katıldığı ulusal seçimlerde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin demokratik yolla seçilen ilk siyahi Devlet Başkanı olmuştur. Mandela başkanlık sürecinde yeni bir anayasa oluşturulması, toprak reformu ve önceki süreçlerde yaşanan haksızlıklar için Doğruluk ve Uzlaşma Komisyonu’nun kurulması faaliyetlerinde bulunmuştur.
Karşılaştığı haksızlıkların sonucunda ömrünün uzun bir dönemini cezaevlerinde geçiren Mandela cezaevi şartlarına dair standartlar oluşturulması konusunda çalışmalar yapmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Mandela’nın bu çalışmalarını onurlandırmak amacıyla 4 Aralık 2015 tarihinde verdiği kararda, Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları’nı bazı maddelerini güncellemek suretiyle “Nelson Mandela Kuralları” olarak kabul etmiştir.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak bu önemli günde mahpuslara muameleye dair asgari standartların uygulandığı bir dünya temenni ediyoruz.