
Temmuz 2021'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından dünya çapında "nefret söyleminin katlanarak yayılması ve yaygınlaşması" konusundaki endişelere dikkat çekilmiş ve 18 Haziran günü “Nefret Söylemiyle Mücadele Uluslararası Günü” olarak ilan edilmiştir. Kararda; ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve nefret söylemiyle mücadele edilmesinin gerekliliği vurgulanarak Devletler dâhil olmak üzere tüm ilgili aktörlerin, uluslararası insan hakları hukuku doğrultusunda bu olguyu ele almak için çabalarını artırmaları gerektiği ifade edilmiştir.
Nefret söylemi kavramının evrensel bir tanımı bulunmamakla birlikte Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi “Nefret içeren ifadeler” konulu 97(20) sayılı Tavsiye Kararı’nda nefret söylemini “(…) ırkçı nefreti, yabancı düşmanlığını, Yahudi düşmanlığını veya azınlıklara, göçmenlere ve göçmen kökenli insanlara yönelik saldırgan ulusalcılık ve etnik merkezcilik, ayrımcılık ve düşmanlık şeklinde ifadesini bulan, dinsel hoşgörüsüzlük dâhil olmak üzere hoşgörüsüzlüğe dayalı başka nefret biçimlerini yayan, kışkırtan, teşvik eden veya meşrulaştıran her türlü ifade biçimi” olarak tanımlamaktadır. 2019 tarihli Birleşmiş Milletler Nefret Söylemi Stratejisi ve Eylem Planı’nda ise nefret söylemi şu şekilde tanımlanmaktadır: “Nefret söylemi konuşma, yazma ve davranışla; kişi veya grupların dinlerine, etnik kökenlerine, ulusal kimliklerine, ırklarına, renklerine, soylarına, cinsiyetlerine veya diğer kimlik faktörlerine dayanarak aşağılayıcı veya ayrımcı bir dille saldırılan her türlü iletişimdir.”
Nefret söylemi ve nefret suçları; yalnızca bireyleri hedef almamakta, demokratik toplum düzeninin gereklerinden biri olan eşitlik ilkesine yönelik de tehdit oluşturmaktadır. Genellikle savunmasız grupları hedef alarak ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi artıran nefret ve ön yargı, kimi zaman kişi veya grupların mensup olduğu “din, ırk, renk ve etnik köken” kimi zaman da “engellilik ve yaşlılık” gibi özellikler temelinde ortaya çıkabilmektedir. Kişilerin dil, din, ırk, renk, cinsiyet, yaş, etnik köken gibi nedenlerle ayrıştırılmaları ve nefret söylemiyle karşı karşıya kalmaları; Birleşmiş Milletler Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Irk veya Etnik Kökene Bakılmaksızın Kişilere Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2000/43/AT sayılı Avrupa Konsey Direktifi gibi uluslararası insan hakları düzenlemeleri ile evrensel insan hakları ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Öte yandan toplumsal travmalara, insan onuruna ve kimi zaman neticeleri itibarıyla yaşam hakkı ihlallerine de sebep olabilen nefret söylemlerinin ifade özgürlüğü kapsamında korunmadığı da bir kez daha hatırlanmalıdır.
Temel misyonu insan onurunu esas alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz, her türlü ön yargının ve ayrımcılığa dayalı nefret söyleminin son bulduğu, eşitlikçi bir dünya inşa edilmesi temennisiyle Uluslararası Nefret Söylemiyle Mücadele Günü’nü kutlamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.