
İstanbul Saraçhane’de gerçekleştirilen gösterilerde Sayın Cumhurbaşkanımıza, ailesine ve merhum annesine yönelik sarf edilen hakaretler basına yansımıştır.
İfade özgürlüğü herkes için öngörülmüş bir anayasal hak olup demokratik toplumun temelini oluşturan temel şartlardan birini oluşturmaktadır. Diğer yandan ifade özgürlüğünün özel biçimi olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 20’nci maddesinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 11’inci maddesinde ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34’üncü maddesinde güvence altına alınmış önemli bir haktır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, demokratik toplumun en temel değerleri arasında yer almakta olup bireylerin ortak fikirlerini birlikte savunmak ve başkalarına duyurmak için bir araya gelebilme imkânını korumayı amaçlamaktadır. Bu anlamda toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, düşüncelerini ifade etmek isteyen kişilere barışçıl yöntemlerle düşünceleri açıklama imkânı vermektedir.
Ancak toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan birini teşkil eden ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, sınırsız değildir. Bu anlamda AİHS (10’uncu ve 11’inci maddeler) ve Anayasa (26’ncı ve 34’üncü maddeler) kapsamında ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının sınırlama nedenleri öngörülmüştür. Bu anlamda bu temel hak ve özgürlüklerin kullanımının kişilerin şeref ve itibarını zedeleyecek şekilde hakaret boyutuna ulaşmaması gerekmektedir. Böyle bir durum hiçbir hukuk düzeni tarafından korunmamaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımıza, ailesine ve merhum annesine yönelik hakaretler, salt bireysel bir saldırı olmasının ötesinde, toplumun ortak değer yargılarına yapılan bir saldırı niteliği taşımaktadır. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza, ailesine ve merhum annesine yönelik söz konusu hakaretleri şiddetle kınıyor; tüm bireyleri, hakaret ve nefret dilinden uzak durmaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.