İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinde Filistinli sivil halka yönelik başlattığı uluslararası hukuk ve insancıl hukuk normlarını ihlal eden ve savaş suçu teşkil eden saldırıları devam etmektedir. İsrail’in sivilleri de hedef alan saldırıları neticesinde başta kadın, yaşlı ve çocuklar olmak üzere binlerce kişi hayatını kaybetmiş, on binlerce kişi yaralanmış ve bir milyondan fazla kişi ise yerinden edilmiştir. Bu süreçte, Gazze’de insanların en temel gereksinimlerine ulaşamamasına, hastanelerin, ibadet yerlerinin, sivil yerleşim alanlarının dahi bombalanmasına ve temel hak ve özgürlükler ile insancıl hukukun en temel ilkelerinin ihlal edilmesine tanık olunmuştur. İsrail’in bombardımanı ve topyekûn ablukası, nüfusun % 80’inden fazlasının insani yardıma muhtaç olduğu Gazze’de uzun süredir devam eden insani krizi daha da derinleştirerek tam anlamıyla vahşete dönüştürmüştür. İsrail’in Gazze’ye giriş ve çıkışları kapatması, gıda ve ilaç gibi insani ihtiyaçların temininin ve seyahat özgürlüğünün kısıtlanması nedeniyle Gazze halkı haksız ve kapsayıcı bir ‘cezalandırıcılığa’ maruz bırakılmıştır. Bugün tüm dünyanın gözü önünde Filistinliler kitlesel etnik temizlik tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, uluslararası kuruluşlar ve ulusal insan hakları kurumları başta olmak üzere uluslararası toplumun tüm aktörlerinin Filistinli sivil halkın temel hak ve özgürlüklerini göz önünde bulundurarak bu savaş durumunu ortadan kaldırmak için daha proaktif bir rol üstlenmesi tarihi bir sorumluluktur. Özellikle bölgede insan hakları hukuku ve insancıl hukuk ilkeleri de gözetilerek, insani yardım koridoru açılması ve halkın temiz su, gıda, enerji kaynakları, ilaç ve sağlık hizmetleri gibi en temel ihtiyaçlara ulaşımının acilen sağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda uluslararası toplumun, sorunun adilane biçimde, diplomatik yöntemlerle ve ivedilikle çözümü hususunda tarafları uzlaşıya ve ateşkese davet etmesi ve barışçıl çözüm için aksiyon alması elzemdir.
Gazze’de sivil halka yönelik sistematik biçimde gerçekleştirilen ve savaş suçu teşkil eden saldırılarını Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak bir kez daha telin ediyor ve tüm insanlığı ve uluslararası toplumun bütün aktörlerini bu vahşet karşısında daha dirayetli biçimde duyarlılık göstermeye, Gazze’de yaşanan insan hakları ihlallerini sonlandırma noktasında etkin bir rol üstlenmeye davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.