İsrail’in bugün Gazze’de çoğunlukla kadın, yaşlı ve çocukların bulunduğu bir hastaneyi hedef alması neticesinde çok sayıda sivil can kaybı yaşanmıştır. Özellikle İsrail’in son günlerde Gazze üzerinde orantısız güç kullanması, sivillerin bulunduğu yerleşim yerlerini bombardımana tabi tutması, çocuk, yaşlı ve kadın ayrımı gözetmeden sivilleri hedef alması tüm Dünyanın gözü önünde adeta bir katliama dönüşmüştür. İsrail’in hastane ve okul gibi masum sivillerin bulunduğu bölgelerdeki yoğun bombardıman neticesinde binlerce sivilin hayatını kaybetmesi ve bir o kadar da sivilin yaralanmasına yönelik vicdandan vareste, yaygın ve sistematik biçimde gerçekleştirilen bu eylemler açıkça bir insanlık suçu oluşturmaktadır.
1949 Tarihli Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri ile jus in bello kurallarına göre savaş esnasında dahi sivil bölgelerin hedef alınmaması, askeri bir müdahalenin beklenen askeri kazanımlara göre sivil bir can kaybına veya sivillerin yaralanmasına neden olması bekleniyorsa gerçekleştirilmemesi gerekmektedir. Ancak İsrail’in tüm bu uluslararası hukuk ve insancıl hukuk kurallarını hiçe sayarak çocuk, yaşlı ve kadın demeden özellikle sivil bölgeleri hedef alması açıkça savaş suçu işlendiğinin göstergesidir.
Gazze’de yaşanan ve bir insani drama dönüşen bu katliamı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak şiddetle kınıyor ve uluslararası toplumu İsrail’in bu canice eylemlerine karşı insan hakları ve insan onuru adına harekete geçmeye davet ediyoruz.