
Flu TV Youtube kanalında yayımlanan bir programda genel seçimlerde kullandıkları oy tercihleri nedeniyle toplumun bir kesimine yönelik “alt sınıf, sen hep taksicisin zavallı, küçücük akıllı” gibi hakaret ve aşağılama içerikli ifadeler kullanılmış ve bir sinema filmi repliğine atıfla bu kesimlerin öldürülmesi gerektiğine dair söylemlerde bulunulmuştur.
Demokratik toplumlarda seçimler, medeni ve siyasi haklar çerçevesinde bireyin siyasal iradesini yansıtmasını olanaklı kılan en temel araçlardan biridir. Her vatandaş ayrım gözetilmeksizin ve makul olmayan kısıtlamalar olmaksızın kamusal hizmetlerinin yürütülmesinde yer alma ile seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Diğer yandan demokratik toplumların temel bir bileşeni olan ifade özgürlüğü, herhangi bir siyasi veya kamusal konuyu tartışabilmenin gerekli olduğu süreçlerde; sürecin, politika ve programların eleştirel olarak değerlendirilebilmeleri açısından önem arz etmektedir. Bununla birlikte ifade özgürlüğü sınırsız bir hak değildir. Bu anlamda ifade özgürlüğünün sınırlarından birinin nefret söylemi olduğu kabul edilmektedir.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “Nefret içeren ifadeler” konulu 97(20) sayılı Tavsiye Kararı’nda belirtildiği üzere nefret söylemi; ırk, etnik köken, sosyal statü, siyasi tercih veya benzeri nedenlere dayalı düşmanlığı körükleyen her türlü ifadedir. Bu çerçevede “nefret söylemi” muhakkak belirli bir kişiye veya gruba yönlendirilmiş yorumları kapsamaktadır. Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI), Nefret Söylemi ile Mücadele Hakkında 15 No.lu Genel Politika Tavsiye Kararı’nda; sınırsız kişisel özelliklere veya ırk, renk, dil, din veya inanç, milliyet, ulusal veya etnik köken ile soy, yaş, engellilik, cinsiyet gibi statülere dayalı olarak bir kişi ya da grubun kötülenmesini, yerilmesini veya bunlara yönelik nefretin savunulmasını, teşvik edilmesini ve kışkırtılmasını; bu kişi veya gruplara yönelik her türlü taciz, hakaret, negatif kalıp yargı, damgalama veya tehdit ile tüm bu ifade biçimlerinin haklılaştırılması şeklindeki bir ya da daha fazla ifade biçiminin kullanılmasını nefret söylemi olarak kabul etmektedir.
Sosyal köken, bireyin içinde doğduğu sosyal çevre ve bu çevrenin bireye yüklediği kimlik ile ilgilidir. Bu çerçevede, bireyleri ya da toplumun bir kesimini ekonomik ya da toplumsal konumları nedeniyle “alt sınıf” gibi sıfatlarla tanımlamak; söz konusu bireyleri ya da toplumsal kesimleri ötekileştirmekte, eşitlik ilkesine ve toplumsal barışa zarar vermektedir. Bu bağlamda toplumun hiçbir kesimi; geliri, eğitimi, siyasi görüşü veya mesleği nedeniyle aşağılanamaz ya da hiyerarşik olarak “alt” görülerek tanımlanamaz. Kişilerin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik koşullar onları toplumsal bir sıralamanın en altına yerleştirmeyi haklı çıkarmamaktadır.
Bu sebeple, temel misyonu insan onurunu temel alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz; bahse konu ve benzeri ifadeleri kınamakta ve toplumun tüm kesimlerini, özellikle kamusal sorumluluk taşıyan kişileri ve medya mensuplarını kullandıkları dile özen göstermeye; kapsayıcı, eşitlikçi ve saygılı bir dil benimsemeye davet etmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.