e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
BM Genel Kurulunun Kutsal Kitaplara Yönelik Şiddeti Uluslararası Hukukun İhlali Olarak Tanıyan Kararına İlişkin Basın Açıklaması
BM Genel Kurulunun Kutsal Kitaplara Yönelik Şiddeti Uluslararası Hukukun İhlali Olarak Tanıyan Kararına İlişkin Basın Açıklaması
26.07.2023
A- A+

Nefret suçları bağlamında İslam karşıtlığı uzun süredir varlığını sürdürmekte ve sıklıkla gündeme gelmektedir. Birleşmiş Milletler (BM) Din ve İnanç Özgürlüğü Özel Raportörü tarafından yayımlanan 13 Nisan 2021 tarihli Raporda Müslümanlara yönelik şüphe, ayrımcılık ve açık nefretin “salgın boyutlarına” ulaştığı açık bir biçimde ifade edilmiştir. Ülkemizin uluslararası mecrada İslam karşıtlığı ve İslam’a yönelik hoşgörüsüzlükle mücadelede etkin rol oynaması ve bu alanda mücadeleyi sürdürmesi neticesinde 2022 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 15 Mart “Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü” olarak kabul edilmiş, 12 Temmuz 2023 tarihinde de BM İnsan Hakları Konseyi Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıları dini nefret olarak nitelendirmiştir. Söz konusu gelişmelere rağmen Müslümanlara ve İslam dinine yönelik gerçekleştirilen, toplumsal barış ve huzuru tehdit eden saldırılar son günlerde gündem olmaya devam etmektedir.

Bu çerçevede Kurumumuz ilk olarak 21 Ocak 2023 tarihinde yazılı ve görsel basında yer alan İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakılması eylemine izin verilmesine ilişkin yaptığı basın açıklamasında Kur’an-ı Kerim’in yakılması eyleminin ifade özgürlüğü kapsamında olmadığını vurgulayarak bu türden faşizan eylemlerin nefret suçu teşkil edeceğini belirtmiş ve yapılan menfur saldırıları kınamıştır.

Yine 27 Ocak 2023 tarihinde Kopenhag Dorthaejev'deki bir caminin önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasına izin verildiğine yönelik bilgilerin basına yansıması üzerine Kurumumuz ilgili makamların toplumsal huzurun ve küresel barışın tesisinde gerekli çabayı göstermeleri gerektiğinin altını çizmiştir.

26 Mart 2023 tarihinde Danimarka’da Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakılmasına izin verildiğine yönelik bilgilerin basında yer alması üzerine Kurumumuz tarafından yapılan basın açıklamasında küresel barış ve toplumsal huzuru tehdit eden İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadele çabalarının yeterli düzeyde olmadığına dikkat çekilerek uluslararası toplum ortak bir duruş sergilemeye davet edilmiştir.

İsrail güvenlik güçlerinin 5 Nisan 2023 tarihinde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesi üzerine Kurumumuz ibadet edenlere ve ibadet yerlerine yönelik saldırıları kınayan basın açıklamasını kamuoyu ile paylaşmıştır. 23 Haziran 2023 tarihinde Filistin’de camiye ve Kur’an-ı Kerim’e yönelik yapılan saldırılara ilişkin basın açıklamasıyla Kurumumuz din ve vicdan özgürlüğünü ihlal eden ve dini ayrımcılık teşkil eden eylemleri kınamıştır.

Bahsi geçen açıklamaların yanı sıra Kurumumuz artan İslam karşıtlığı olayları nedeniyle 41 akran Ulusal İnsan Hakları Kurumu yetkililerine mektup göndererek artan İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığının ortaya çıkarabileceği insan hakları ihlallerine ilişkin kurumsal duyarlılık çağrısında bulunmuştur. 

20 Temmuz 2023 tarihinde İsveç’te gerçekleşen Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırılar neticesinde Kurumumuz yaptığı basın açıklaması ile konuya ilişkin hassasiyetini yinelemiş ve 46 akran Ulusal İnsan Hakları Kurumu yetkililerine gönderdiği mektup ile din, etnik köken veya ırk temelli nefretin; ayrımcılığa ve düşmanlığa kışkırtma şeklini alacak biçimde savunulmasının temel insan hakları ilkeleriyle bağdaşmadığının; insan onurunu ve kutsal değerleri hedef alan bu türden arkaik faşizan söylem ve eylemlerin çoğulculuğun esas alındığı demokratik toplumlarda şiddeti, yabancı düşmanlığını ve ötekileştirmeyi körüklediğinin altını çizerek akran kurumları BM İnsan Hakları Konseyinin 12 Temmuz 2023 tarihli kararını desteklemeye davet etmiştir.

21 Temmuz 2023 tarihinde Danimarka’da Irak’ın Kopenhag Büyükelçiliği önünde kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim yakma eylemine yönelik olarak yaptığı basın açıklamasıyla Kurumumuz İslam karşıtlığının radikal ayrımcı tavırlara dönüşen bir düşmanlık seviyesine vardığını ve nefret saikli eylemlerin endişe verici boyutlara ulaştığını bir kez daha belirterek, ilgili makamların, Müslümanların güvenlik hakkını da tehdit eden faşizan saldırılar karşısında ivedilikle gerekli önlemlerin alınması noktasında harekete geçmeleri ve küresel barış ve toplumsal huzurun tesisinde gerekli çabayı göstermeleri çağrısını yinelemiştir.

Söz konusu saldırılar, Ülkemizde olduğu kadar uluslararası toplumda da endişeye sebep olmaktadır. Bu çerçevede 25 Temmuz 2023 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda (BMGK), dini inançları nedeniyle kişilere ve kutsal kitaplar ile dini mekânlara yönelik her türlü şiddeti, uluslararası hukukun ihlali olarak tanıyan karar tasarısı oy birliğiyle kabul edilmiştir. Kararda, dinleri veya inançları nedeniyle kişilere yönelik her türlü şiddet eyleminin yanı sıra kişilerin dini sembollerine, kutsal kitaplarına, evlerine, iş yerlerine, mülklerine, okullarına, kültür merkezlerine ve ibadethanelerine yönelik şiddet eylemleri uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirilerek şiddetle kınanmıştır (Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, A/HRC/53/L.23).

Temel misyonu insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve bu konuda farkındalığın artırılması olan Kurumumuz, Kur’an-ı Kerime yönelik basına yansıyan ve tekrarlanan menfur saldırıları şiddetle kınamakta, bahsi geçen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararının kutsal değerlere yönelik saldırıların son bulmasında etkili olması temennisinde bulunmaktadır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Paylaş :