
İnsanı bir meta olarak gören ve insan onurunu hiçe sayan insan ticareti, modern köleliğin en acımasız biçimlerinden biridir.
Savaşlar, iç çatışmalar, göç hareketliliği, yoksulluk ve iklim krizleri, milyonlarca insanın güvenli bir yaşam umuduyla yer değiştirmesine neden olmakta; bu durum, insan tacirlerinin sömürü amaçlı faaliyetleri için elverişli bir zemin oluşturmaktadır.
İnsan ticareti kavramı, uluslararası düzeyde ilk kez kapsamlı şekilde Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’ne Ek İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Palermo Protokolü’nün 3. maddesinde tanımlanmıştır.
Palermo Protokolü’ne göre insan ticareti; “Kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidiyle ya da başka yollarla zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma, kişinin çaresizliğinden yararlanma ya da denetim yetkisine sahip kişilerin rızasını kazanmak için kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amacıyla temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması” olarak tanımlanmaktadır.
İnsanlık dışı bu suçla mücadelede küresel farkındalığı artırmak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 30 Temmuz tarihi, Dünya İnsan Ticaretiyle Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) tarafından yayımlanan 2024 Küresel İnsan Ticareti Raporu’na göre, 2020–2023 yılları arasında insan ticareti suçu nedeniyle mağdur olan kişi sayısı 202.478 olarak belirlenmiştir. Bu mağdurların %39’u kadın, %38’i çocuk ve %23’ü erkeklerden oluşmaktadır.
Raporda ayrıca, tespit edilen mağdurların %61’inin kadın ve kız çocukları olduğu, özellikle kız çocuklarının mağduriyet oranının son üç yılda %38 oranında arttığı belirtilmiştir.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, insan ticaretiyle mücadelede eşitlik ilkesini esas almakta; hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm mağdurların haklarının korunması ve insan onurunun her koşulda savunulması yönünde çalışmalarını kararlılıkla sürdürmektedir.
Bu kapsamda, insan ticaretinin önlenmesine yönelik ulusal ve uluslararası çabaların önemine dikkat çekiyor; insan onurunun, özgürlüğünün ve güvenliğinin korunmasının evrensel bir sorumluluk olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
Kurumumuz, toplumun her kesimini kapsayan, adil ve kapsayıcı bir yaklaşım benimseyerek; insan haklarına saygılı ve eşitlikçi bir dünya inşasına katkı sunmaya devam edecektir.
Bu vesileyle, en ağır insan hakkı ihlallerinden biri olan insan ticaretinin tamamen ortadan kaldırıldığı bir dünya temennisiyle; 30 Temmuz Dünya İnsan Ticaretiyle Mücadele Günü’nde, bu suçla mücadelede kapsayıcı ve kararlı iş birliğini sürdürme çağrımızı yineliyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.