Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı 23 Nisan 1920 tarihi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ilan edilerek dünyada ilk kez çocuklara ve çocuk haklarına verilen değerin simgesi olarak dünya çocuklarına armağan edilmiştir. Ülkemiz, çocukların ve çocuk haklarının korunması adına uluslararası sözleşmelere taraf olmuş ve çocuk haklarının etkin korunması ve temini noktasında ulusal düzeyde çok sayıda yasal düzenleme gerçekleştirmiştir.
Türkiye’nin 1990 yılında imzaladığı Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, çocuk hakları açısından global ölçekte atılan en önemli adımlardan biri olmuştur. “Ayrımcılık yapmama, çocuğun yüksek yararı, yaşama ve gelişme hakkı ile katılım hakkı” olmak üzere dört temel ilkesi bulunan Sözleşme’nin 3’üncü maddesi uyarınca “Taraf Devletler, bu Sözleşme’de yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana–babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, engellilik, doğum ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler.”
Çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi Anayasamızda da düzenlenmiş ve çocuklarla ilgili yapılan her türlü işlem ve eylemde çocuğun yüksek yararı ilkesinin gözetilmesi anayasal bir güvenceye kavuşturulmuştur. Anayasa’nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” kenar başlıklı 41’inci maddesine göre; “…Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” Anayasa’nın 61’inci maddesinde sosyal güvenlik açısından özel olarak korunması gerekenler arasında çocuklar da sayılarak devletin korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri almakla yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” kenar başlıklı 10’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasında ise çocuklar için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağı ifade edilmiştir.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, uluslararası ve ulusal mevzuatta çocuk haklarına verilen önemin gereklerinin yerine getirilmesine ve her durumda çocuğun yüksek yararının korunmasına ilişkin çalışmalarını sürdürmektedir. Kurumumuz, çalışmalarında çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda gösterdiği hassasiyete devam edecektir.
Temel misyonu insan haklarını korumak ve geliştirmek, ayrımcılığı önlemek ve bu konuda farkındalık yaratmak olan Kurumumuz dünya üzerinde her çocuğun eşitlik ilkesi temelinde haklarından yararlandığı bir dünya temennisiyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.