“Porajmos” olarak da bilinen tarihin tanıklık ettiği en büyük insanlık suçlarından biri olan Roman soykırımı her yıl 2 Ağustos’ta anılmaktadır. Roman dilinde “yok etme, yıkım” anlamına gelen “Porajmos” kelimesi, Romanların Nazi Almanyası tarafından maruz bırakıldıkları sistematik soykırımı tanımlamak için kullanılmaktadır.
Nazi rejiminin “ırksal üstünlük” ideolojisine dayalı politikaları neticesinde Almanya’ya karşı önemli bir tehlike olarak görülen topluluk yalnızca Yahudiler olmamış Romanlar da bu ırkçılığın hedefi olmuştur. 1930’lu yıllarda Naziler tarafından Romanları ve Sintileri, Yahudileri etkileyecek yasalar uygulamaya konulmuştur. Romanlar yalnızca göçebe bir topluluk olarak değil; Alman ırkının “ırksal saflığına” yönelik bir tehdit unsuru olarak görülmüştür. Nürnberg Yasaları, Roman ve Sinti topluluğunu “ırksal olarak aşağı” olarak etiketlenenler arasına resmi olarak dâhil edecek biçimde değiştirilmiş, rızaları olmaksızın çok sayıda Roman kısırlaştırılmıştır.
Holokost sırasında Auschwitz’te kurulan “Çingene Kampı” (Zigeunerlager) olarak adlandırılan yer, Romanların köle işçi olarak kullanıldığı ve işkence edildiği yerlerin başında gelmektedir. 1933 ve 1945 yılları arasında Avrupa’daki Romanlar ve Sintiler Nazi zulmünün hedefinde yer almıştır. İkinci Dünya Savaşı boyunca Nazi egemenliğindeki Avrupa’da Roman nüfusunun çoğunluğunun toplama kamplarına hapsedildiği ve oralarda tıbbı denek olarak kullanıldığı ve yaşamlarını kaybettiği bilinen bir gerçektir. Öyle ki İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler ve iş birlikçileri, Alman işgali altındaki Avrupa’da yüz binlerce Roman erkek, kadın ve çocuğu öldürmüştür. “İnsan deneyleri”, toplu katliamlar ve toplama kamplarındaki gazlı ölümler ile Naziler ve iş birlikçilerinin, toplamda 220.000 ilâ 880.000 arası Roman’ın ölümüne neden olduğu bilinmektedir.
26 Şubat 1943 tarihinde Roman ve Sinti erkek, kadın ve çocuklar Auschwitz-Birkenau’ya gönderilmiştir. Kampta hapsedilenlerin 20.000’den fazlasının öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Avrupa’daki Roman nüfusunun önemli bir kısmının katledilmesine rağmen bu soykırım yıllarca inkâr edilmiştir. Nürnberg Mahkemelerinde yapılan yargılamalarda bu katliam çok fazla yer almamış ve Romanların öldürülmesinin ırksal nedenlere dayanmadığı öne sürülmüştür. 1944 yılında ise her yaş ve cinsiyetten 4 bin 300 Roman ve Sintinin Auschwitz’de gaz odasına gönderildiği 2 Ağustos günü 2015 yılında Avrupa Parlamentosu tarafından Roman ve Sinti Soykırımını Anma Günü olarak kabul edilmiştir.
Bu vesileyle Romanlara yönelik soykırımın kurbanlarını saygıyla anıyor bir daha böyle vahşetlerin yaşanmamasını diliyoruz.