e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 8 Yaşında
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 8 Yaşında
20.04.2024
A- A+

Soğuk Savaş döneminde uluslararasılaşan insan hakları normları, savaş sonrası dönemde içselleştirilerek yeni bir demokratikleşme dalgası başlatmış; insan haklarının korunması ve güçlendirilmesi için yeni imkânlar yaratmıştır. İnsan haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla tasarlanmış ulusal insan hakları kurumlarının küresel ölçekte yaygınlık kazanması bu normların içselleştirilmesiyle açıklanmaktadır. 1990’lı yıllarda insan hakları bağımsız ve özerk yeni güvence mekanizmalarıyla koruma altına alınan bir alan olmuştur. 1946 yılında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu’nun ulusal komiteler kurulmasına yönelik teşvikiyle başlayan bu süreç, 1991 yılında ulusal kurumlara ilişkin uluslararası standartları belirleyen Paris Prensipleri’nin kabul edilmesi ve 1993 yılında BM Genel Kurulu tarafından bu ilkelerin onaylanması ile devam etmiştir. 1993 yılında, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği himayesinde, ulusal insan hakları kurumlarının uluslararası standartlara uygunluğunu belirlemek üzere, Ulusal Kurumlar Uluslararası Koordinasyon Komitesi (International Coordinating Committee/ICC), bugünkü adıyla Ulusal İnsan Hakları Kurumları Küresel Ağı (Global Alliance of National Human Rights Institutions/GANHRI) kurulmuştur. Aynı yıl İnsan Hakları Dünya Konferansında kabul edilen Viyana Deklarasyonu ile Paris Prensipleri’ne uygun ulusal kurumlar kurulması yönünde yapılan çağrı üzerine, ulusal insan hakları kurumlarına olan ilgi artmıştır.

Türkiye, küresel ölçekte yaygınlık kazanan bu demokratikleşme dalgasına uygun olarak ulusal insan hakları mekanizmasını oluşturmuştur. Süreç Başbakanlık Teşkilatı Hakkında 3056 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 12/4/2001 tarihli ve 4643 sayılı Kanun ile Başbakanlık Merkez Teşkilatı içerisinde ana hizmet birimi olarak “İnsan Hakları Başkanlığı” oluşturulmasıyla başlamıştır. Paris Prensipleri’nde belirtilen “bağımsızlık”, “idari ve mali özerklik” ve “çoğulculuk” niteliklerini sağlayacak bağımsız bir ulusal insan hakları kurumunun tesis edilmesi ise 21/6/2012 tarih ve 6332 sayılı Kanun ile Türkiye İnsan Hakları Kurumunun (TİHK) kurulması sonucu gerçekleşmiştir. TİHK’nin kurulmasıyla birlikte Başbakanlığa bağlı önceki birimlerin varlığına son verilmiş, söz konusu Kanun’un geçici maddelerine göre Kurum büroları kuruluncaya kadar, il ve ilçe insan hakları kurullarının, Kurum bürosu olarak görev yapacağı hükme bağlanmıştır.

Ulusal İnsan Hakları Kurumu olmanın yanı sıra TİHK, “İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsanî veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne Ek Seçmeli Protokol” (OPCAT) bağlamında, işkencenin ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da cezanın önlenmesi konusunda çalışmalar yürütmek üzere 9/12/2013 tarihli ve 2013/5711 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ulusal Önleme Mekanizması olarak belirlenmiştir. Ulusal önleme mekanizması görevinin TİHK’nin sorumluluğuna yüklenmesi kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Ayrıca Anayasa’nın 10. maddesi ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerinde düzenlenen ayrımcılık yasağına karşı mücadele amacıyla bir eşitlik kurumunun kurulması gündeme gelmiştir. Bu doğrultuda TİHK’in kurumsal kapasitesinin ve etkinliğinin arttırılması, ayrımcılık yasağı ve eşit muamele ile ilgili temel yasal çerçevenin ve kurumsal yapının düzenlenmesi, işkence ve kötü muameleye karşı ulusal önleme mekanizmasının etkinliğinin ve işlerliğinin arttırılması amacıyla Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) 20/4/2016 tarihli ve 6701 sayılı Kanun ile kurulmuş, TİHK ise lağvedilmiştir.

6701 sayılı Kanun’un 1’inci maddesinde “insan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek” TİHEK’in kuruluş amacı olarak ifade edilmiştir. Böylelikle TİHEK, ulusal insan hakları kurumu, ulusal önleme mekanizması ve eşitlik kurumu görev ve yetkisini haiz bir Kurum olarak kurumsal yapısına kavuşturulmuştur. Ayrıca Kurumumuz, Kanun ile belirlenen üç temel görevinin yanı sıra 30/1/2016 tarihli ve 6667 sayılı Kanun ile uygun bulunan Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi ve 17/03/2016 tarihli ve 29656 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “İnsan Ticaretiyle Mücadele ve Mağdurların Korunması Hakkında Yönetmelik”in 5’inci maddesi uyarınca kurulan İnsan Ticaretiyle Mücadele Koordinasyon Komisyonu’nun 10/12/2020 tarihli toplantısında alınan 2020/1.2 numaralı karar gereği insan ticaretiyle mücadele alanında yürütülen faaliyetleri incelemek ve raporlamak amacıyla Ulusal Raportörlük Kurumu olarak belirlenmiştir.

TİHEK, ulusal insan hakları kurumu olarak ülkemizde insan haklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla çeşitlenen faaliyetler yürütmektedir. Ayrıca Kurum, insan hakları ihlal iddialarını resen inceleme yetkisini haizdir. Ulusal önleme mekanizması görevi kapsamında kişilerin özgürlüğünden mahrum bırakıldığı ya da koruma altına alındığı yerlere haberli veya habersiz düzenli ziyaretler gerçekleştirilmekte ve ziyaret raporları hazırlanmakta, ayrıca özgürlüğünden mahrum bırakılan veya koruma alına alınan kişiler tarafından yapılan başvurular incelenerek karara bağlanmaktadır. Eşitlik kurumu olarak TİHEK, ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik alanında farkındalık çalışmaları gerçekleştirmekte ve ayrımcılık yasağının ihlal edilmesi nedeniyle zarar gördüğünü iddia eden kişilerin bireysel başvurularını incelemektedir. İnsan Ticaretiyle Mücadele Ulusal Raportörlük görevi kapsamında ise farkındalık arttırıcı faaliyetler yürütülmekte ve İnsan Ticaretiyle Mücadele Türkiye Ulusal Raporu hazırlanmaktadır. Bu kapsamda ilk rapor 2023 yılında hazırlanarak kamuoyuyla paylaşılmıştır.

Temel misyonu “insan haklarını korumak ve geliştirmek, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması için çalışmalar yapmak ve işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek” olan TİHEK, bu kurumsal misyon çerçevesinde çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Paylaş :