e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
Çocuklu Ailelerin İşletmelere Alınmamaları Hakkında Basın Açıklaması
Çocuklu Ailelerin İşletmelere Alınmamaları Hakkında Basın Açıklaması
03.10.2022
A- A+

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu son günlerde medyada yer alan bazı restoranların çocukları kabul etmemesine yönelik haberleri yakından takip etmektedir.

Toplumların geleceklerinin teminatı olan çocukların fiziksel ve ruhsal kişiliklerinin sağlıklı biçimde gelişebilmesi sevgi, hoşgörü ve dayanışmanın olduğu aile yapısına ve toplumsal ortama bağlıdır. Bu durum, bir hak öznesi olarak çocuğun onuruna, yaşamına, refahına, gelişimine, sosyal katılımına saygı duyulmasını ve çocuğa yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını içeren ‘çocuk hakları odaklı bir yaklaşımı’ gerekli kılmaktadır.

Türkiye’nin de taraf olduğu 1989 tarihli BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ile Anayasamızın 41’inci maddesinde yer bulan “çocuğun üstün yararı” ilkesi, çocukların kişiliklerinin sağlıklı olarak gelişebilmesi adına devletlere, toplumlara, ailelere ve yetişkinlere yönelik çok sayıda görev ve sorumluluğu içerisinde barındırmaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 31’inci maddesine göre; ‘‘Taraf Devletlerin; çocuğun dinlenme, boş zaman değerlendirme, oynama ve yaşına uygun etkinliklerde bulunma, kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma haklarını tanıma ve bu konuda uygun ve eşit fırsatların sağlanmasını teşvik etme yükümlülükleri’’ bulunmaktadır. Çocuk Hakları Komitesi, çocukların eğlence etkinliklerine katılma ve oyun oynama gibi bir dürtüye sahip olduklarını ve elverişsiz ortamlarda dahi bunu yapmak için fırsat aradıklarını vurgulayarak özellikle 31’inci madde kapsamında çocukların haklarını en elverişli ölçüde gerçekleştirebilmeleri için sosyal dışlanma, önyargı veya ayrımcılığa maruz bırakılmamalarını ve bu doğrultuda çocukların gelişen yeteneklerine uygun belirli koşulların sağlanmasını tavsiye etmektedir.

Makul ve objektif bir gerekçe olmaksızın birey ve/ya grupların hak ve hürriyetlerden karşılaştırılabilir durumdakilere kıyasla eşit biçimde yararlanmasını engelleyen veya zorlaştıran her türlü muameleler doğrudan ayrımcılık yasağına aykırılık teşkil etmektedir. 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun 3’üncü maddesinde yasaklanmış olan yaş temelinde ayrımcılık; kişilerin ‘yaşından’ ötürü ayrımcılığa maruz kalması durumunda söz konusu olmaktadır. 6701 sayılı Kanun’un 5’inci maddesi uyarınca ‘kamusal ve özel alanda hizmet sunan gerçek ve tüzel kişilerin yürüttükleri faaliyetler bakımından bu hizmetlerden yararlanmakta olan veya yararlanmak üzere başvurmuş olan kişiler aleyhine ayrımcılık yapılması’ yasaklanmıştır. Bu çerçevede hizmetlerin sunumu aşamasında; bazı birey ve/ya grupların makul gerekçe olmaksızın hizmetten tümüyle hariç tutulması evrensel insan hakları ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. 6701 sayılı Kanun kapsamında ayrımcılık yasağını ihlal eden gerçek ve tüzel kişiler hakkında Kurumun idari yaptırım uygulama yetkisi bulunmaktadır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Paylaş :